Suikast savaşın nedeniydi

“... Şimdi Yugoslavya Saraybosna’sından çıktık. Şu binaya bakın! Avusturya-Macaristan
sanatı, mimarlığı başlıyor. Tramvaylarını da yenilediler. Bu sıra, bir kısmını ama rulet
tramvay dediğimiz savaşa şahitlik etmiş olan tramvaylar hâlen çalışıyor, arkadaşlar! İbret
olsun diye. Unutmamak için hâlen çalıştırıyorlar tramvayları...”
Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’dayız. Tur rehberimiz tanıtımını sürdürüyor: “Hemen
şurada, sağ tarafımızda Miljacka Nehri var, arkadaşlar! Anlamı ise; Miljacka Nehri
(Saraybosna Irmağı) aheste aheste akan nehir. Suyun miktarı ne kadar artarsa artsın, o
dinginliğini bozmuyor. Bakın aheste aheste, keyfine göre akıyor. Tam bizim Karadağlılar
gibi. Bu nehir Karadağlılara benziyor. Güzel Sanatlar Akademisi var. Avusturya-Macaristan
mimarisi görüyor musunuz? Güzel Sanatlar Akademisi Miljacka Nehri’nin sol tarafında.
Binalar, bazıları ise posta ve banka gibi hizmet veren binalar. Birazdan bizim
konsolosluğumuzu da göreceğiz nehrin kenarında.
Tekrar ‘U’ dönüşü yapacağız, öbür taraftan döneceğiz. Yani tramvay yolunun hattını takip
ederek otelimiz geride kalıyor, Ilıca kentinde. Hacivat Ilıca kantinde. Hava limanı taraflarında
kalıyor. Şu tramvay hattına bakın! İlk Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde,
Avrupa’da ilk defa bu şehirde raylı sistem uygulanıyor. Raylı sistemin uygulandığı ilk
şehirdir. Deneniyor. İşleyecek mi? İşlemeyecek mi? Burada işleyince Viyana’da da inşa
ediliyor, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na.
Miljacka Nehri üzerinde köprü var. Görüyor musunuz? Latin Köprüsü (Osmanlı döneminden
kalma) diye geçiyor bu köprü. Latin Köprüsü’nün yanı başında bir suikast düzenlenecek. 28
Haziran 1914 yılı. Bakın! 1914 yılında bir suikast girişimi gerçekleşecek. Franz Ferdinand’ın
öldürüldüğü yer. Evet! Arşidük Franz Ferdinand’ın öldürüldüğü yer. Bakın! Şurada bir müze
var, küçük, böyle. Franz Ferdinand ve eşi, Prenses Sophie’yle birlikte burada suikastla
öldürülüyorlar. Ve 1. Dünya Savaşı buradan patlak veriyor, bu olaydan dolayı. Bu bilinen bir
olaydır.
Fatih Hünkar Camii’nin (bakın!) Fatih Sultan Mehmet’in ismiyle, Fatih bu şehri ele
geçirmeden, fethetmeden, burada küçük bir cami inşa ettirdiği (Bosna Sancak Beyi İshak Bey
tarafından yaptırıldığı, Fatih’in isminin verildiği söylenmektedir) daha sonra bu caminin
yerinde yeni bir cami inşa ettirdiği bilinir. Daha sonra caminin ismi ‘Hünkar Camii’ diye
geçecektir. Bir rivayete göre Fatih Sultan Mehmet şehre bu yakadan girişini
gerçekleştirmiştir.
Şu an solunuzdaki yer Osmanlı Sarayı binasıdır. Böyle tarihi bir merkezi var. O, meşhur
Saraybosna’daki sebille birazdan tanışacağız. Evet, karşı tarafta yukarıda tepede. Bir tane
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kendisine bir saray inşa ettiriyor orada. Burayı turistik
şehir olarak kullanıyor, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu. Hemen karşınızdaki büyük bu
sarı ve kırmızı çizgili bina, Saraybosna Kütüphanesi. Evet! Seher (Cehaja) Köprüsü
karşınızda. Hemen şu sol tarafınızdaki bina. Onun bir hikâyesi vardı. Şimdi indiğimizde
anlatacağım size.
Hava serin olur. Yanınıza hırkanızı, kışlık eşyanızı alın lütfen! Evet, 20 derece gösteriyor.
Ama hava, hafif böyle güneş falan durunca, gölgede serin olur. Onun da bilgisini verelim.
Hani güneşe aldanmayın! Otele yerleştikten sonra Saraybosna’nın turistik sokağında
turluyoruz...