ÇAĞ
, rekabet çağı. Her ne kadar bir takım kurumlar tarafından dizginlenmeye ve sıkı denetimler ile adil bir hale getirilmeye çalışılsa da, kabul etmeliyiz ki var olan ekonomik piyasaların neredeyse tamamı yırtıcı bir rekabete dayalıdır. Emek-Sermaye ve Ürün piyasaları içerisindeki bu yoğun rekabet ortamı, bireyleri ve firmaları bir takım alternatif yollar aramaya mecbur kılmıştır. Tam bu noktada üretilen çözümler arasında, günümüzde en geçerli olan ‘’Farklılaşma stratejisi’’ kavramına değinmek istiyorum.
Farklılaşma nedir? İnsan algısı farklılık ile olağan dışı olma durumunu birbirine eş koşsa dahi piyasalarda geçerli olan farklılaşmabizlere; farklılık yaratmayı ve bu sayede rekabet gücünü arttırmayı ifade etmektedir. Sistemsel olarak bakıldığında oldukça basit bir mantıkla işleyen bir politikadır; ‘’ diğerlerinden farklı ol, tercih edil ‘’. Gel gelelim, dinamik ve rekabete dayalı piyasalarda uygulanması son derece güçtür. Her üç piyasada da farklılaşma kavramından bahsediliyor olsa da özellikle emek ve ürün piyasalarında farklılaşma, olmazsa olmaz bir strateji haline gelmiştir. Öyle ki şirketler, üretmiş oldukları ürünleri piyasada üretilen benzer ürünlerden farklılaştırarak, kendi ürünlerine müşteri bulmak adına oldukça yoğun bir çaba ve sermaye harcamaktadır. Yine bu alanda sıkça duyduğumuz inovasyon*düşüncesi; farklı olmak adına ortaya atılan bir takım yenilikçi fikirlerden doğmaktadır. Firmalar sürekli olarak yeni olanın peşindedir. Farklılık sağlamanın ise tek yolu, üretilen ürünün temel bir yeteneğe sahip olması ve rakiplerine karşı temel yeteneğini koruyabilmesidir. Bahsedilen bu temel yetenek kimi sektörlerde görsellik, tasarım ve estetik kimi sektörlerde işlevsellik, pratik kullanım ve fonksiyonellik kimisinde ise bütçeye uygunluk ve kolay ulaşılabilirlik şeklinde kendini göstermektedir.
Emek piyasasına baktığımız zaman farklılaşmak; istihdam edilebilirliğin temel şartları listesinde, ön sıralarda yer almaktadır. Nitekim sürekli olarak yeni, farklı ve verimli olanın peşindeki firmaların; işçi tercihlerini de farklı olandan yana kullanmaları şaşırtıcı bir durum olmayacaktır. Bu nedenle eğitim ve kendini yetiştirme adına yapılan beşeri sermaye yatırımları, iletişim gücü, yeni fikir yaratma kapasitesi ve üretim gücü bakımından piyasada iş arayan diğer bireylerden farklı ve önde olunması, bireyleri ‘’tercih edilen’’ yapacaktır.
Sonuç olarak ister ürün piyasalarında mal ve hizmet üreten bir firma olsun ister emek piyasası içerisindeki bir işçi; eğer ulaşılmak istenen asıl hedef başarı ve karlılık ise; farklı olmak, yeni olanı sürekli takip etmek ve diğerlerinden bir adım daha önde ilerlemek bir zorunluluktur. Çünkü yoğun rekabet ortamında rüzgar, ancak ve ancak farklı bir RAKİP olmayı başarabilirseniz sizden yana esecektir!
*İnovasyon: Yeni fikirleri, değer yaratan çıktılara dönüştürme süreci.