DEĞERLİ
okurlar.
Hepimizin başına gelmiştir.
Bazı olaylar ve gelişmeler karşısında, söyleyecek şey bulamayıp, suspus olup, öylece kalakaldığımız zamanlar olmuştur.
Basiretimiz bağlanmış.
Nutkumuz tutulmuştur.
İşte.
“Sözün bittiği yer” denilen nokta bu olmalı! Bu köşeyi, yani benim yazılarımı takip edenler çok iyi bilirler.
Genellikle, siyasi içerikli yazılar yazan birisi olarak bilinirim.
Uzun zamandır, siyasi içerikli yazı yazmamaya özen gösteriyorum.
Sanırım bu yüzden, kimi dostlar, neden siyasi içerikli yazı yazmadığımı sorgulayıp duruyorlar.
Aslında, yazılarımın içeriğinde siyaset oluyor ama, sadece siyasi aktörlerden ve siyasi partilerin adlarından söz etmiyorum.
Nedenini açıklamaya çalışırsam.
Atalarımız “Çok para haramsız, çok laf yalansız olmaz” demişler.
Bunca paranın dolandığı, çok lafın yapıldığı, siyaset arenasına burnumu sokmanın anlamsız olacağını düşünüyorum.
Sosyal medyaya yansıyan haberlerden edindiklerim kadarıyla.
Deve dişi gibi siyasetçilerin, seçim meydanlarındaki saçmalıklarıyla palavralarını dinlediğimde.
Hem milletin, hem de kendimin aptal yerine konduğunu görerek, siyasetten ve siyasetçiden gittikçe çok daha fazla soğumaya başladım.
Kendi kendime soruyorum.
Algılama ve anlama konusunda, onların düşündüğü gibi gerçekten aptal mıyız?
Aklı başında bir insan, bu kadar somut
çelişkilere nasıl düşer?
Aslında bunlar çelişkiye falan düşmüyor.
Düşen biziz.
Biz hem balık hafızalı, hem de yalana dolana inanabilen çok saftiriğiz!
Bunlar aklı başında çok uyanık, hem kariyerli, hem de çok paralı kişiler.
Öyleyse aptal olan bizleriz.
Miting meydanlarında kürsüye çıkıp.
Şu bu, şunu bunu, hain olarak değerlendirip olmadık suçlamalarda ve hakaretlerde bulunurken.
Rakiplerini, kendine göre hain olarak gördükleri kişilerle beraber olmakla suçlayıp, hainlikle itham edebiliyorlar.
İşin en garip yanı ise.
Kendilerinin de geçmişte o hain dedikleri kişilerle boy boy resimlerinin yayınlanmasına karşın, hala aynı söyleme devam edip iddialarını sürdürürken, bunları dinleyen yığınların hiç düşünmeden ve de sorgulamadan, bunları alkışlamaları bana çok ilginç geliyor!
Bunca yalanın ve haramın siyaset arenasında dans ettiği bir ortamda, sanırım bu furyaya ayak uydurup siyaset yazmak, her babayiğidin harcı değil!
Ustalar “Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir” demişler.
Demek ki bizler, layık olduğumuz şekilde yönetiliyoruz!
- DEVAM EDECEK -