Söz gümüş, sükut altın mı?

Günümüzde, özellikle de siyasette 'Laf olsun torba dolsun” cinsinde bir sürü laf salatası ve de palavra sıralayanlardan geçilmiyor. Kimi siyasiler hatta bazı oda ve dernek yöneticileri, neredeyse her gün ekranlarda boy gösteriyorlar. Özellikle...

Günümüzde, özellikle de siyasette “Laf olsun torba dolsun” cinsinde bir sürü laf salatası ve de palavra sıralayanlardan geçilmiyor.
Kimi siyasiler hatta bazı oda ve dernek yöneticileri, neredeyse her gün ekranlarda boy gösteriyorlar.
Özellikle yerelde, medya haber sıkıntısı çektiğinden midir nedendir bilinmez, toplumun hiç ilgisini çekmeyen kişiler bile neredeyse medya maymunu haline geldiler.
Eskiden, belli deneyime sahip olan siyasi aktörler, yüzlerinin eskiyeceği endişesiyle ekranlara fazla çıkmazlardı!
Hükümette yer alan Bakanlardan bazıları ekranlardan inmezken, bazıları da, neredeyse yüzlerini bile göstermiyorlar.
Sanırım en başarılı olanlar da bunlar.
Tabii ki, işini en iyi şekilde yapan insanlar taltif edilip, teşvik edilme anlamında kamuoyuna tanıtılmalı.
Ama biz, kimi zaman, iş görenlerden çok, ağzı olup konuşmayı meslek haline getirmiş, palavracıları özellikle de demagoglarla cazgırları öne çıkarma saçmalığı içine giriyoruz.
Atalarımız, “Söz gümüşse, sükut altın” demişler.
Gülistan’ın yazarı Sadi’de “Ey be gafil aç şu kepenkleri bakalım, çerçi misin kuyumcu musun?” derken, sürekli suskun kalmanın da bir anlamı olmadığının altını özellikle çizdikten sonra, doğrusunun, konuşulacak yerde konuşmanın, susulacak yerde de susmanın en doğru davranış olduğunu belirtmiş.
Yüksek sesle bağırıp çağıranlara dikkat edin, konuşması genellikle içerikten yoksundur.
Tıpkı, boş varil gürültüsü gibi!
Siyasette hiç tasvip etmediğim siyasetçiler, genellikle seslerini yükseltip bağırıp çağıran hatta onu bunu tehdit edenlerdir.
Konuşacak ya da anlatacak konusu olmayanlar genellikle bağırıp çağırarak yaygara koparırlar.
Bir Sivas kangalıyla bir kaniş ev köpeğinin hangisinin yaygaracı olduğunu bir düşünün!
Kangal havlarsa tehlikelidir.
Kaniş ise, sadece havlar!
Hani denir ya, havlayan köpek ısırmaz.
Isırmayacak ya da ısıramayacaksan havlamaya ne gerek var?