Soykırım safsatası

Her yıl nisan ayı yaklaşırken, ABD başkanının yapacağı Ermeni soykırımı ile ilgili beyanatını endişeyle bekliyor ve nerede ise yalvar yakar oluyoruz. Neden ve niçin başkasından merhamet diliyoruz. Bu millet, en zor ve en imkansız olan bir...

Her yıl nisan ayı yaklaşırken, ABD başkanının yapacağı Ermeni soykırımı ile ilgili beyanatını endişeyle bekliyor ve nerede ise yalvar yakar oluyoruz. Neden ve niçin başkasından merhamet diliyoruz. Bu millet, en zor ve en imkansız olan bir dönemde kurtuluş savaşını kazanmış, o zamanın en güçlü devletlerinin desteklediği Yunan ordusunu mağlup ederek denize dökmüştür. Hani Türkiye Devleti dünyada her dediğini alabilen ve gündemi oluşturan bir devlet olmuştur diye övünüyorduk. Ne zaman, ABD ve Fransa’ya da “One Minute” deme zamanı gelecek? Bir avuç Ermeni diasporası, ABD’de her dediğini yaptırabiliyor, biz ise koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak Obama’dan “Sakın ha, Ermeni soykırımı lafını ağzına alma, sonra sana küseriz” gibi suya sabuna dokunmayan söylemlerle işi geçiştirmeye çalışıyoruz. Nitekim, geçen sene ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde Ermeni tasarısı 22 oy hayır, 23 oy evet ile kabul edilmiş, ancak Obama’nın Ermenice “büyük felaket” anlamına gelen “Meds Yeghem” sözünü söyledi diye ferahlamıştık. Her yıl, Ermeni diasporası 24 nisanı Ermeni soykırımı olarak öne çıkarıyor ve ABD başkanından, 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak ilan etmesini istemektedir. Ya biz ne yapıyoruz, son anda birkaç parlamenter ile bir avuç diplomat göndererek önlem almaya çalışıyoruz. Doğal olarak, kesin bir sonuç alamıyoruz. Bu hal, her yıl aynen tekerrür ediyor ve biz her yıl aynı sonucu almaktayız. Bu yıl da yine Ermeni “soykırımı” tasarısı gündeme gelmiş, yine Obama “96 yıl öncesinde 20. yüzyılın en kötü malzemelerinden biriyle sonuçlanan korkunç olayları ciddiyetle hatırlıyoruz. 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde 1.5 milyon Ermeni’nin katledildiğini veya ölüme yürüdüğünü” anımsattıktan sonra yine “Meds Yeghem” diyerek güya soykırım dememiştir ama ima etmiştir. Bu söyleme karşı önce Büyükelçimiz Namık Tan, sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu “Obama’nın 1915 olaylarını büyük felaket olarak tanımlamasını tarihi gerçekleri çarpıtan bu açıklamayı sorunlu buluyor ve esefle karşılıyoruz” diyerek biraz ama çok yumuşak bir şekilde kınamıştır. Türk devleti olarak bizim de bazı önlemler almamız icap etmiyor mu? Önce kendimize güven duymalıyız, sonra bu gücümüzü ortaya koyarak ona göre tavır almalıyız. Bugün bazı batılı devletler, örneğin Fransa, İsviçre, Belçika gibi devletler Ermeni soykırımını çoktan kabul etmişler ve bazıları Ermeni heykeli dikmiş, bazıları “soykırım olmamış” diyenleri cezalandırmaktadır. Önümüzdeki 4 mayısta Fransız Senatosunda ‘Ermeni soykırımı’ tasarısı oylanacakmış. Lobi oluşturmak için bazı milletvekilleri ile eski büyükelçiler Fransa’ya gitmişler. Fransa, Türkiye’ye karşı hep menfi tavır sergilemiş ve AB’ye girmemizin önündeki en büyük engeldir. Oraya gidenler 3-4 gün içinde ne yapabilecekler göreceğiz. Büyük Devlet Adamı Atatürk “Milletlerin siyasetinde ancak menfaatleri vardır. Kimsenin kimseye dost olamayacağını bilelim” ve “Türk’ün varlığına göz koyan, Türk’ü sömürmek isteyen her Devlet Türk’ün düşmanıdır” diyerek çok doğru ve isabetli bir yolu göstermiştir. İşte, hükümetimizin izleyeceği yol bu yoldur ve artık dik durmamızın zamanı gelmiştir. Dünya ne Avrupa devletlerinden, ne de Amerika’dan ibarettir. Memnuniyetle görüyoruz ki, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan “Biz aslında rotamızı değiştirdik. Bundan sonra rotamız Çin, Hindistan, Endonezya, Rusya ve ABD’dir” demiştir. Şimdi asıl yapılacak iş, bu rotayı aynen uygulamaktan geçmelidir. Çünkü, Cumhuriyetin kurucusu, büyük devlet adamı Atatürk “Hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin. Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir” diyor, demiyor, emrediyor. Yani, sen kendi kuvvetini bil ve o kuvvetinle hareket et ki, herkes önünde eğilsin, sen değil onlar eğilsinler.
Haydi Başbakan Sayın Erdoğan, artık bu her yıl Demokles’in Kılıcı gibi tepemizde sallanan Ermeni soykırımı safsatasından bu memleketi kurtar, arkanda büyük Türk Milleti var, ona güven, senin ABD’ye de, diğer Avrupa ülkelerine de “One Minute” diye rest çekmeni beklemektedir. Büyük devlet olmanın gereği bu değil midir?