Dünyada soykırım ile itham edilmeyecek bir tane millet varsa o da Türk milletidir. Zira bizim tarihimizin hiçbir döneminde soykırım suçu işlenmemiştir. Ancak bizi bu suç ile itham edenlerin tarihlerine baktığımızda hepsinin defalarca soykırım suçunu işlediklerini görebilirsiniz. Bunların asıl amaçları “Ermenilere soykırım yaptınız, gelin bunu tanıyın” diyerek asıl kendi yaptıkları soykırımları dünya kamuoyundan gizlemektir. Bir başka amaçları ise Türk’e karşı olan bitmez ve tükenmez kinlerini ortaya koymaktır.
Kendi meclislerinde karar alarak “Soykırım yok” diyenleri yani “Soykırımı inkar” yasası çıkararak insanları haksız yere mahkum etme küstahlığını, ilkelliğini ve çağdışılığı sergilemektedirler. Lütfen hangi çağda yaşıyoruz. Politikacıların görevi tarih yazmak ve tarihi gerçekleri saptırmak değildir. Tarihi belgeler ışığında tarihçiler yazar. Ermeni soykırımının olmadığını, bu iddiayı ortaya atanlar pekala bilmektedirler. Hatta Ermeniler de bunu gayet iyi bilmektedirler ama olay farklıdır. Durum tamamen farklıdır. Gerçekten Ermenilerin elinde belge olsa idi inanınız şimdiye kadar yüzlerce defa Lahey Adalet Divanı’na gidip Türkiye’yi yüzlerce defa mahkum ettirirlerdi. Ama görüyorsunuz oraya gidecek cesaretleri yok. Zira Ermenilerin elinde belge yok. Onun için bize olmayan soykırımı tanıyın diyerek baskı yapmaktadırlar.
Ermeni ve onların destekçileri olan asıl soykırımcı katillere asla fırsat verilmemelidir. Dik duruş sergilenmelidir. Ama bunu kim veya kimler yapacak merak ediyorum. Partilerinde “Soykırımı” kabul ettiğini alenen söyleyenleri milletvekili adayı yapanlar mı? Yoksa yüksek maaşla danışman yapanlar mı? Acaba Ermenistan’da bir Türk asıllı birisi milletvekili adayı yapılsa ne olur? Bu örnekleri Ermenileri yermek veya hor görmek amacıyla vermiyorum. Adam Atatürk’ün kurduğu partide tepeden inme Genel Başkan yardımcısı yapılarak has köşeye oturtulmuş, iftira pankartlarının altında diğer iki genel başkan yardımcısı ile birlikte yürüyebiliyor ve kendilerine bir şey soran yok, işlem yapan yok. Nedir bu Ermeni hayranlığı merak ediyorum.
Lafa gelince Osmanlı ve Osmanlıcılığı kimselere bırakmayanlar, icraatta maalesef Ermeni yalanlarını ve iftiralarını destekler mahiyette icraatlar yapıyorlar. Bunlar iyi şeyler değildir, gelecekte çok baş ağrıtır. Lütfen bir yerlere şirin görünmeyi bıraksınlar artık. Zira soykırımın olmadığı alenen ortadadır. Arşivler Ermenileri yalanlamaktadır. Şu Ermeniler önce arşivlerini bir açsınlar, hodri meydan denilmelidir. Ermenilere 15 Temmuz 2005 Yılında Viyana’da masadan niye kaçtıklarının hesabı sorulmalıdır. Bu yalancı ve iftiracılara, aynı zamanda onlara destek olanlara da artık bunun hesabı sorulmalıdır. Türkiye’yi yönetenler artık sürekli düşman üreterek “darbe, paralel vs.” masallarını bıraksınlar da bu iftiralara karşı millet olarak topyekün neler yapmalıyız onu gündemlerine alsınlar. Ne olur 7 Haziran seçimleri nedeni ile, Milliyetçi oyları kaybederim endişesi ile bağırıp çağırmayı bırakalım, yanlış adım atılacağının ipuçları gelmektedir. Lütfen, Allah rızası için rica ediyorum, olmayan soykırımı “Tanıyın” diyenlere hukuk içerisinde kalarak okkalı bir Osmanlı tokadı atalım. Tabi hukuk tokadı. Tüm belge ve dokümanlar bizden yana, tabi değerlendirenlere.
NOT: M. Rüştü Mat’a ait bu köşe yazısı, gazetemizin 2 Mayıs Cumartesi günkü sayısında sehven “Sami Çaycoşar” imzasıyla yayınlanmıştır. Düzeltir, okurlarımızdan özür dileriz.