Bu söz, CHP’den istifa eden Emekli Müftü, İstanbul Milletvekili İhsan Özkeş’e ait. Sayın Milletvekili “İstifa kararı ani ve öfkeyle alınmış bir karar değil, bu açıklamayı yapmaya güle oynaya gelmedim” demektedir. Kendisini çok severim, TBMM’de yaptığı konuşmalar ve basın toplantılarında dile getirdiği konuların hepsinin altına rahatlıkla, çekinmeden imzamı atarım. Haber Türk Gazetesi’nde Balçiçek İlter ile yaptığı “Pazartesi Sohbetleri”, 27 Temmuz günü yayınlandı. Anladığım kadarı ile Sayın Milletvekili aslında söylemek istediklerinin ancak onda birini anlatmaktadır.
Aslında konu başlığı her şeyi anlatmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu bu siyasi partimizin tepesine öyle şahıslar oturtularak musallat edilmiş ki, bunu kabullenebilenlere aşkolsun diyoruz. Hem de en hafif tabir ile. Her şeyden önce vatandaş devletimizin de kurucu temel felsefesi olan bu ilkelerin hepsi ile barışık değil, üstelik de hasım olduğu halde ne kadar gariptir ki partinin en tepe noktalarında hediye edilen makamlara getirilmiş. Lütfen hangi birisini anlatalım. 24 Nisan günü İstanbul’da “Soykırımı tanıyın” iftira pankartının altında yürüyen ve seçimlerde de milletvekilliği hediye edilen bu kişilerin Büyük Atatürk’ün partisinde işleri ne acaba? Terörist başının avukatlığını yapan şahsın bu partide, hem de Genel Başkanın yanıbaşında üstelik “İkinci adam” konumunda ne aradığını sormak lazım. Bu arkadaşa İstanbul’dan ikinci defa milletvekilliği hediye edildi. Demek ki önseçime girme cesareti yok.
7 Haziran seçimleri sonrası havaalanında HDP Genel Başkanı ile “AKP’yi birlikte nasıl salladık” diyerek “çak” yapan Genel Başkan Yardımcısına ne demeli? “HDP barajı aştı” diye Çanakkale ilimizin CHP’li Belediye Başkanı etli pilav ziyafeti veriyor. Basında resimleri ile çıktı ama tekzip edilmedi, demek ki dosdoğru imiş.
Vatandaş CHP’de Genel Başkan Yardımcısı ama “Ben ve ailem HDP’ye oy verdik” diyebiliyor. Ramazan Bayramı’nda partiler arası bayramlaşmalarda da CHP’yi temsil ediyor. Geçenlerde CHP adına da terör konulu toplantıda konuştu. Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. Sormak lazım, acaba CHP’nin Disiplin Kurulu organı nerede diye? Nerede olduğunu söyleyeyim. Disiplin Kurulu ulusalcı avına çıkmış. Disiplin kurulunu işte o zaman görebilirsiniz.
Yani çok ama çok üzülerek ifade ediyorum, büyük kurtarıcı ve arkadaşlarının kurduğu partinin bugün geldiği noktaya lütfen bakar mısınız? Artık besbelli hem de aşikar etnik sorunu olan, CHP ile uzaktan yakından alakası olmayan ama CHP’nin sırtından geçinmeyi meslek haline getiren, CHP’yi daha yukarılara taşımak gibi asla bir hedefi olmayan bu tiplerden bir an önce CHP’nin kurtarılması gerekir. Şimdi de avuçlarını ovalıyorlar, AKP ile koalisyon kurulursa bakan olurum umudu ile cansiperane AKP-CHP koalisyonu için yanıp tutuşuyorlar. Zira Genel Başkan ve şürekaları bırakmak istemedikleri koltuklarının ikbalini bu koalisyonda görmektedirler. Eğer koalisyon kurulursa iktidar gücü ile ilk kongrede koltuk sağlama alınır. Aksi takdirde CHP’ye tasallut olan bu zihniyet yolcudur. Aslında daha fazla vakit kaybetmeden CHP’nin önünde engel oluşturanlardan CHP kurtarılmalıdır.
İstanbul Milletvekili İhsan Özkeş’in tespitlerine katılmamak mümkün değil. Kendisi en fazla oy alarak MYK üyeliğine seçilmişlerdi. Yedek listedeki birisini Özkeş’in yerine getirmek için istifa et baskısı yapılması bardağın taşmasına neden olmuştur. O zaman sormazlar mı adama, Özkeş’in istifasını isteyeceğinize kendi ellerinizle koyduğunuz, bir kaçı da yukarıda anlatılanlardan birisinin istifasını isteseydiniz olmaz mıydı?