Siyasetçilerimizin önemli bir bölümü, giderek ciddiyetten uzaklaşarak, çok çirkin bir üslup kullanmaya başladılar.
Bu yüzden de, siyasete ve siyasetçiye saygı kalmadı gibi bir şey.
Meydanları dolduranlara bakmayın siz!
O kalabalıkların kimi çevre il ve ilçelerden taşınanlar, kimi de meraktan orada bulunanlar.
Rahmetli Osman Bölükbaşı’nın mitingleri de dolup taşardı ama bir türlü bu kalabalıklar oya tahvil olmazdı!
Allah'tan yerel siyasetçilerimiz bu rezilliklerden olabildiğince uzak duruyorlar.
Cumhurbaşkanımız, daha önceden söylediği gibi, tarafsızlığı kabul etmeyip, AK Parti Genel Başkanı gibi davranıyor!
Çiçeği burnundaki Başbakanımız, hem AK Parti Genel Başkanı, hem de Başbakan olarak, Recep Tayyip Erdoğan gibi karizmatik bir liderin yerini doldurabilmek için, kendisinden beklenmedik biçimde bir efor sarf etmenin özel çabası içine girerek, kendisini gereksiz yere zorlamakla meşgul!
Aslında, söyleşilerindeki üslubunda, bilim ve devlet adamı ciddiyetini görebiliyorsunuz.
Konulara hakim ve konuşmalarında inandırıcı.
Gel gör ki, miting meydanlarında ya da grup toplantılarında kürsüye çıktığında, şiirsel söyleme yönelip, sesini yükseltmeye, rakiplerini tehdit etmeye, en ağır bir dille eleştirmeye başladığında, ilkokul çocukları gibi, yapmacık bir üsluba yöneldiğinin hala farkına varamaması, bu konuda kendisini uyaran bir Allah’ın kulunun da bulunmaması bana ilginç geliyor.
PKK’nın silah bırakmasına dönük açıklamalar yapan muhalefet ise, çok daha komik bir yaklaşım içinde.
Hem bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinden söz edeceksin, hem de barış görüşmeleri ile ilgili süreci, vatana ihanet olarak değerlendireceksin.
Kendi içinde bu kadar çelişen bir yaklaşımı düşünmek bile imkansız.
Barışa karşı çıkanların, zaman içinde Türk–Kürt savaşını kabul ettikleri anlamına geldiğini görememeleri mümkün mü?
Bir iç savaşı düşünmek bile, insanın kanını dondurmaya yeter de artar bile!
Bu konudaki saçma sapan çelişkileri saymaya kalksak, köşe yazımız tefrikaya dönüşebilir!
Türkiye’de oy kaygısına dayalı olarak, terörün devamından yana olanlar olduğu gibi, ülke genelinde mafya türü bir yapılanma içinde bulunan PKK’nın önde gelen ağalarının, her tür kaçakçılıktan elde etmekte oldukları büyük rantları kaybetme kaygısıyla, barışı provoke etmekle meşgul oldukları kanısındayım.