Siyaset seviye kazanıyor

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu'nun seviyeli siyasete yönelmesi sayesinde, genelde siyasi hava giderek sakinleşiyor gibi. Tabii ki bunda, CHP ve MHP'deki parti içi mücadelenin de etkisi var. Ama her şeye rağmen, Davutoğlu'nun...

AK

Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu’nun seviyeli siyasete yönelmesi sayesinde, genelde siyasi hava giderek sakinleşiyor gibi.

Tabii ki bunda, CHP ve MHP’deki parti içi mücadelenin de etkisi var.

Ama her şeye rağmen, Davutoğlu’nun siyaset anlayışı, siyasi havanın yönünü belirleyecek gibi gözüküyor.

CHP ve MHP, AK Parti ve Erdoğan karşıtlığına dayalı kutuplaşmayı, salt Erdoğan’a yönelik olarak tırmandırarak 1 Kasım seçimlerine girmişti.

Bu strateji CHP’ye bir şey kazandırmazken, MHP beklenmedik bir oy kaybına uğradı.

Bu iki partinin izlediği bu yanlış ya da başarısız politika, iki parti içinde de ciddi tepkilere neden oldu.

CHP’de kurultay isteyerek partinin Genel Başkanlığına oynayan isimlerin Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirecek güçlerinin olmadığını rahatlıkla iddia edebiliriz.

Çok daha önemlisi, adaylardan hiçbirinin, CHP’yi bugünkünden çok daha ilerilere taşıyacağını iddia etmek pek mümkün gözükmüyor.

İşte bu yüzden de, MHP deki parti içi mücadelede Devlet Bahçeli’nin liderliğe soyunan siyasetçilere dönük, hoşgörüden ve demokrasi geleneğinden uzak, çok sert tavrı dikkate alındığında, Kılıçdaroğlu’nun olumlu yaklaşımı, parti içi muhalefete ve Genel Başkan adaylarına saygı göstererek, gerekenin yapılacağını söyleyip, parti içi yarışa sıcak bakması, hem parti içinde, hem de parti dışındaki tüm unsurların sempatisini kazanmasına neden oldu.

Bence, CHP’nin sorunu salt lider ya da geçmişteki liderler değil.

CHP’nin tabandan tavana kadar köklü bir biçimde, zihniyet değişikliğine gitmesi gerekiyor.

CHP mevcut sol anlayışını özellikle de geçmişten bu yana, düşünsel açılımlarındaki yalpalamaları ve savrulmaları da yeniden sorgulayarak, bugünün somut koşullarına uygun bir düşünceye yönelmesi gerekiyor.

MHP ise, öncelikle Devlet Bahçeli’den kurtulup, yeni, genç ve dinamik, çağdaş bir liderle, iki kutuplu dünyadaki salt komünist karşıtlığına dayalı mevcut ideolojik kalıplardan arınarak, yepyeni bir bakış açısı ve politikalarla, ülkenin ve ülke insanının yarınlarını inşa etme becerisini gösterecek yapılanmaya bir an önce gitmelidir.