Şekeri çayda sessizce eritme formülü

AKP'NİN Alanya Belediye Başkan Adayı olarak ismi açıklanan mevcut Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu'nun böylesine önemli bir siyasi aktör olmasının en büyük sırlarından biri de, (O'nun siyasetini yıllardır yakından...

AKP’NİN Alanya Belediye Başkan Adayı olarak ismi açıklanan mevcut Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu’nun böylesine önemli bir siyasi aktör olmasının en büyük sırlarından biri de, (O’nun siyasetini yıllardır yakından takip eden, yazıp çizen bir gazeteci olarak söylemem gerekirse) yılmaması, pes edip köşesine çekilmemesi, bir de “şekeri çayda sessizce eritme” formülünü başarıyla uygulamasıdır.
Aman, bazı arkadaşlar gibi “dakika bir gol bir” misali “sırf aday oldu diye” Sipahioğlu’na methiyeler dizeceğimi falan sanmayın.
Dün olduğu gibi bugün de ne gördüysem onu yazacağım, o kadar. Bu yüzden beklenti çıtanızı çok fazla yükseğe koymayın derim.
***
Sipahioğlu’nun siyaset anlayışını “bir parça” kavrayabilme adına müsaadeniz olursa bugün biraz nostalji yapmak istiyorum.
Hasan Sipahioğlu, 1994 yerel seçimlerinde Anavatan Partisi’nden ilk kez aday olmuştu fakat karşısındaki güçlü rakibi, (1989’da Doğru Yol Partisi’nden seçim kazanan ve yeniden aday olan) Cengiz Aydoğan’a karşı kaybetti.
Seçimden sonra belki de hayatının en önemli siyasi kararını vererek, “Durmak yok, yola devam” dedi ve köşesine çekilmedi, pes edip oteline dönmedi.
Aksine, hemen Anavatan Partisi’nin başına geçti, İlçe Başkanı oldu, dizginleri eline aldı ve 1999 yerel seçimlerine kadar hem Alanya siyasetini hem de parti içi düzeni adeta ilmik ilmik işleyip kendi siyasi kariyerinin önünü açtı.
***
Örneğin, ilk ve en önemli icraatı, karşısındaki güçlü rakibi Cengiz Aydoğan’ı (Dönemin Başbakan’ı Mesut Yılmaz’dan Aydoğan için milletvekilliği adaylığı sözü alarak) 1996’da, hem de birkaç günlük görüşme ile ANAP’a transfer etmesi oldu.
Güçlü ve dişli rakibini, adeta çaya atıp kaşıkla karıştırılan kesme şeker misali, önce ANAP’ın bünyesine alıp çaydaki şeker gibi eritti, ardından 1999’da aynı gün yapılan yerel ve genel seçimlerde (kendisi belediye başkanı olurken) gözden hayli uzak olan Ankara’ya uğurladı.
***
Sonrası malum.
1999’dan bugüne dek “bir tek kişi” haricinde hiçbir sorun yaşamadan, amiyane tabirle aksine hep dört ayağının üstüne düşerek yoluna devam etti.
O bir tek kişi, günümüzde CHP’nin İlçe Başkanı olan Şevki Türktaş’tan başkası değil.
1999’da Sipahioğlu’na seçim kazandıran ekibin içerisinde yer alan, kendi tabiriyle partinin hamallığını yapan Şevki Türktaş, “Hep ağalar mı siyaseti yönetecek?” deyip İlçe Başkanlığı’na soyundu ve 2001’deki ilk kongrede aday oldu.
Merhum Hasan Uygun’lar, Kerim Taç’lar, Mustafa Kahya’lar ve daha pek çok ünlü isim, normalde sahada çalışmasına alışkın oldukları, getir götür işlerine, bayrak asıp indirme işlerine çok iyi yarayan Şevki Türktaş ve ekibinin aday olmasına sessizce itiraz etti.
***
İtiraz eden grubun başında doğal olarak Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu vardı.
Sipahioğlu’nun desteklediği aday, merhum Hasan Uygun’du.
Kongrede Uygun ve Türktaş’a alternatif olarak “Sipahioğlu’nun işine yaraması için” oyların bölünmesi amacıyla Alanyalıların yakından tanıdığı, eski İl Genel Meclisi üyesi, şimdilerde Avokadocular Birliği Başkanı olan Ahmet Arslan da aday oluverdi.
Kongrede kazanan isim elbette tabanın istediği Şevki Türktaş oldu.
Türktaş, seçimi kazandığı gün hemen en yakın tabelacıya gidip, üzerinde, “Bu parti mazlumların son sığınağı olacak” yazan kocaman bir tabela yaptırdı, getirip partinin girişine astı, “zalimlere” böylece küçük bir ders vermiş oldu.
Sipahioğlu, kendisine 1999’da seçim kazandıran ekibin içerisindeki başrol oyuncularından biri olan Şevki Türktaş’ın İlçe Başkanı olmasına bozuldu, bir süre haftalık olağan yönetim kurulu toplantılarına gitmedi, sonra da ANAP’ın, daha doğrusu Türktaş’ın düzenlediği hiçbir etkinliğe katılmadı.
Türktaş ise, “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali hiç sesini çıkarmadı, utanma arlanma belasına, 2001 kongresinden sonra sürekli “takıştığı” Sipahioğlu’nun seçim kazanması için 2004 ve 2009 seçimlerinde de ANAP İlçe Başkanı olarak hem kendisi çalıştı, hem de ekibini çalıştırdı.
***
2009’un Temmuz ayında ise önce Sipahioğlu AKP’ye, ardından 2010’un Ocak ayında Türktaş CHP’ye geçti.
Sipahioğlu’nun “amiyane tabirle” çaya atıp karıştırarak eritemediği tek şeker, Şevki Türktaş oldu.
Sipahioğlu’nun 1999’da, 2004’te ve 2009’da nasıl seçim kazandığını ezbere bilen, Sipahioğlu’nun gizli püf noktalarını avucunun içi gibi çözen Şevki Türktaş ile kardeşi Şefik Türktaş’ın bu denli rahat olmalarının altında, bu gizli “Seçim nasıl kazanılır?” bilgilerini çok iyi bilmeleri olduğunu düşünüyorum.
Sipahioğlu ile AKP İlçe Teşkilatı’nın günümüzdeki, yeni başlayan ve henüz flört aşamasında olan ilişkilerine gelecek olursak.
***
Sipahioğlu, yerel siyasette “şekeri çaya atıp eritme işinin” formülünü yazan güçlü bir siyasi aktör olarak, Hüseyin Güney’siz teşkilatta aynı formülü uygulamak isteyecektir.
Teşkilatın 7 yıllık Başkomutanı ve Genelkurmay Başkanı olan Hüseyin Güney (bana göre) düzmece ve kandırmaca “adayımız sensin” komplosu ile Metris’te bir koğuşa, pardon, Sanayi Sitesi’ndeki dükkânına hapsedilmek istenirken, Sipahioğlu’nun çay-şeker formülünde başarıya ulaşıp ulaşmayacağı meçhuldür.
Alanya’daki AKP İlçe Teşkilatı’nın Güney’ciler-Sipahioğlu’cular ve Çavuşoğlu’cular olarak üçe bölündüğünü, Sipahioğlu’cular ile Çavuşoğlu’cuların birlikte hareket etme konusunda fikir ayrılığı yaşamayacağını öngörürsek, Güney’ci olan teşkilat kanadının çayda şeker misali kısa sürede eriyip…
***
Neyse…
Cümlenin sonunu getirmiyorum.
Sadece şunu söyleyip noktayı koyuyorum.
Önümüzdeki Pazartesi gününden itibaren AKP’de sürpriz gelişmeler olacağı yönünde içimde kuvvetli bir his var.