GİRİŞ NOTU: Bugün sonlandıracağım bu yazı dizisinin devam ettiği üç gün boyunca sizlerden “Şehrin” gerçek “Abisi”nin kim olabileceği konusunda çok sayıda öneri mesajı geldi.
Kimi, “Şu an en yüksek siyasi rütbede olduğu için Alanyalı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu” dedi, kimi, “Devlet Baba’yı Alanya’da temsil ettiği için Kaymakam Hasan Tanrıseven” dedi, kimi, “Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel” dedi, kimi de “Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’den dolayı Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney” diye buyurdu.
***
Bugün gerekçeleriyle birlikte Alanya’nın, yani bu “Şehrin” gerçek “Abisi”nin kim olduğunu (olması gerektiğini) dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
Cümleten hazırsak başlıyorum.
***
MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU: 2001’de kurulan ve 2002’de girdiği ilk seçimden bu yana iktidardan inmeyen AKP’nin kurucularından oldu, üstelik Genel Başkan Yardımcılığı görevine dek yükseldi. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı, Avrupa Birliği Bakanı, şimdi de Dışişleri Bakanı görevini üstlenerek Alanya’nın hep gururu oldu.
Ama Özel Hamdullah Emin Paşa (ÖHEP) Koleji’ni bitirdikten sonra, yıllardır yurt içi ve yurt dışında okuduğu ve yaşadığı için Alanya’dan fiziki manada uzaklaştı.
Alanya’dan desteğini hiç esirgemedi, aksine çoğu kez (amiyane tabirle) torpil bile geçti, halen de elinden gelen desteği vermeyi sürdürüyor.
Ama bu özellikleri “Şehrin Abisi” olmaya ne yazık ki yetmiyor.
Çünkü en önemli kriter olarak öne çıkması hasebiyle, Alanya’da hiç yerel seçim kazanamadı, şehrin seçmenini tavlayamadı.
***
HASAN TANRISEVEN: Daha Alanya’ya gelmeden Alanya’ya aşık olduğunu, Alanya’yı çok sevdiğini sosyal paylaşım sitelerinde günlerce yazıp çizdi.
Heyecanlı, istekli, hevesli.
Belli ki bu şehir için çok güzel şeyler yapacak.
Üstelik Alanya’ya ayak basar basmaz, Yat Limanı girişindeki “Alanya” tabelasının önünde ailecek fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaştı, fotoğrafın üzerine “Hello Alanya” bile yazarak sevgisini cümle âleme gösterdi ama “Şehrin Abisi” olması mümkün değil.
Çünkü zaten adı üstünde, o “Abi” değil, “Devlet Baba”nın ta kendisi.
***
HÜSEYİN GÜNEY: Şehir merkezinde de seviliyor, kırsalda da.
Şehir Kulübü’nde de seveni çok, Cuma Pazarı’nda da.
Toplumun tüm katmanlarıyla barışık.
Yüzü her daim gülüyor, halkla iletişimi müthiş.
Bırakın AKP’lileri, “O aday olsaydı oyumuz onundu” diyen yüzlerce, binlerce farklı parti sempatizanı bile var.
Ama AKP İlçe Başkanlığı görevinden ayrılıp Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e bağlı bir “Sözleşmeli Personel” olmasının, “Şehrin Abisi” olma yolunda en büyük darbeyi vurduğu, kulislerin en çok konuştuğu konuların başında geliyor.
Siyasi ömrü vefa ederse ve belki 2019’da AKP’den Alanya Belediye Başkan Adayı olup bir de seçilirse, şu anki genel yapısı nazarı dikkate alındığında bile “Şehrin Abisi” olmaması işten bile değil, ama şu an “Şehrin Abisi” olmaya rütbesi yetmiyor.
Çünkü o da tıpkı Kaymakam Tanrıseven gibi “atanmış” bir isim.
***
ADEM MURAT YÜCEL: 2004’te Kestel Belediye Başkanı olup zorlu bir yolculuğa çıktı, on yıl boyunca kendisini yerel yönetici olarak yetiştirdi, bu süre zarfında “başarıya giden her yol mubahtır” felsefesi ile hareket edip gözünü bile kırpmadan (ata partisi) Doğru Yol’dan istifa edip (yeni yuvası) Milliyetçi Hareket Partisi’ne geçti.
“Alanya’yı yönetmek için yaşı daha çok genç” diyenlere gülüp geçti, hatta öyle bir güldü ki, 2014’e damgasını vuran “Gülen Adam” sloganıyla gönülleri fethetti.
Belediye Reisi olmasıyla birlikte yönetimini yeni devraldığı şehrin ritmini bozdu (!) ve “bir mülki amirin başka bir şehre atanmasına sebep olan ilk belediye başkanı” unvanını sadece 5 ayda elde edip kırılması güç bir rekora (!) imza attı.
***
Bu ve benzer sebeplerle, “Şehrin Abisi” Adem Murat Yücel’den başkası değildir.
Çünkü…
15 yıllık efsane, AKP’nin adayı Hasan Sipahioğlu’na 8 bin oy fark atıp 60 bin küsur oy aldı, Demirtaş’tan Okurcalar’a dek “Şehrin” yeni “Abisi” olduğunu ilan ve tescil etti.
***
Ancak…
Büyük Alanya’nın bir Kestel olmadığını, Okurcalar İle Demirtaş arasında yaşayan binlerce seçmenin kendisinden hizmet beklediğini bilerek yola çıkan Adem Başkan’ın, görevi devraldığı Sipahioğlu seviyesine ulaşması için önünde uzun, zorlu ve yorucu bir süreç var.
Tam manasıyla “Şehrin” gerçek “Abisi” olabilmek için vereceği tavizler, gireceği yeni oluşumlar, üzülerek koparacağı bağlar, onu her geçen gün o rütbeye bir adım daha yaklaştıracaktır.
Önüne çıkan veya “çıkarılacak” engellere vereceği pozitif ve negatif tepkiler de bu süreçte kaderini tayin edecektir.
***
Yaklaşık 25 yıldır tanıdığım (okul arkadaşım) Adem Başkan’da “Şehrin” hakiki “Abisi” olacak kumaş var ama bu kumaşa şekil verecek “terzi” sadece ve sadece kendisidir, başkası değildir.
Allah yar ve yardımcısı olsun, amin.
(BİTTİ)