SAYIN
Mehmet Ali Dim 28 Temmuz'da...
Sosyal medyada bir paylaşımda bulundu.
"Ülkede muhteşem adliye sarayları yapılıyor...
Keşke eski binalar kalsaydı da...
Adalet örselenmeseydi" diye yazdı.
Bu sözün doğruluğuna diyeceğim yok.
Fakat bu sözde bir ironi var.
O da saray kelimesinde saklı.
Ve benim kafama takılan da bu.
****
Öncelikle;
Saray kelimesi ile adalet kelimesi uyuşmuyor.
Çünkü saray denilince akla gelen şeyler...
İhtişam, güç, kudret, yönetme, teokrasi...
Tiran, sultan, kral, padişah, zevk, sefa...
Tek adam ya da bir aile gibi şeylerdir.
Onların halktan kopuk yaşadığı...
İçinde bulundukları topluma tepeden baktıkları...
Tek bir sözleriyle halkın kaderini etkiledikleri...
Ayrıcalıklı insanların yaşadığı mekandır saray.
Ve güçlülerin adaletini temsil eder.
****
Oysa adalet; toplumun her kesimine eşit mesafede...
Zengine ve fakire eşit uzaklıkta durmalıdır.
Kimseye bulunduğu konum nedeniyle...
Irk, cins ya da din ayrımı yapmamalıdır.
Adalet sadece doğruluğu temsil etmeli...
Gerçek ne ise onu söylemelidir.
Yani adaletin gücünü temsil etmelidir.
****
Saray kelimesi gücü temsil eder.
Adalet ise doğruluğu ve hakkı.
Adalet sarayı güçlülerin doğruluğu demektir.
Yani gücün varsa doğru sensin anlamı taşır.
Ya da gücün varsa haklısın.
****
İster katılın, ister katılmayın...
Bana göre adalet sarayının anlamı budur.
Adaletin, saray gibi süslü kelimelere ihtiyacı yoktur.
Onun ihtiyacı, yansız ve hukuka uygun...
Doğrunun ve hakkın ortaya çıkarılmasıdır.
Bunu yaparken mevki, makam, şan, şöhret...
Güç, kuvvet, para ve siyasetin etkisi olmamalı...
Kanun, vicdan ve gerçeğin etkisi olmalıdır.
****
Dünya tarihini şöyle bir düşünün.
Hangi SARAY adil olmayı becerebilmiştir?
Hangi SARAY tarafsız bir doğruyu aramıştır?
Hangi SARAY hakkı savunmuştur?
Bir mekanın adı saray ise orada aranan...
Adalet değil ihtişam ve gösteriştir.
****
Ne diyor duvar yazılarında:
"Adalet mülkün temelidir."
Öyleyse asıl olan mülk değil, adalettir.
Gerçek adaletin olduğu her yer...
Gönüllerde saray değil midir?