Sanatın dönüştürücü ışığı

Geçtiğimiz hafta, sanat camiasındaki dostlarımı ve ilgili kurumları ziyaret etmek üzere Ankara’daydım. Hem verimli görüşmeler yaptığım hem de kültür-sanat açısından oldukça zengin bir deneyim yaşadığım bu kısa ziyaretin en dikkat çekici etkinliği, Adana merkezli Beta Enerji tarafından kurulan ve şirket kurucularının ismini taşıyan “Sabit Dağsuyu Bilim, Sanat ve Eğitim Vakfı” çatısı altında ilk konserini veren “Beta Enerji Filarmoni Orkestrası” lansman konseri oldu BAŞKENT’TE kurulan bu yeni orkestra, Türkiye ve dünya klasik müzik sahnesinde ismini duyurabilecek, sanatsal çıtası yüksek ve heyecan verici bir topluluk.


Lansman konserinin şefliğini, müzik kariyerini Norveç Müzik Akademisi ve Sibelius Akademisi gibi üst düzey kurumlarda şekillendiren; Oslo ve St. Petersburg’da çalışmalar yapan, Ukrayna Devlet Senfoni Orkestrası’nın yanı sıra Letonya Ulusal Senfoni Orkestrası ve Thüringer- Gotha Suhl gibi önemli orkestralarda da görev alan, ayrıca Şanghay Senfoni Orkestralarını yöneten Terje Mikkelsen üstlendi.


Bu görkemli açılış konserinde sahnede, piyanoda genç yetenek Can Çakmur’u dinleme fırsatı bulduk. İskoçya Uluslararası Piyano Yarışması’nda aldığı birincilik ödülü ve Japonya’daki 10. Hamamatsu Uluslararası Piyano Yarışması’nda kazandığı birincilik ve oda müziği ödülleri sayesinde uluslararası alanda tanınan bu genç sanatçı, Edvard Grieg’in Piyano Konçertosu ve Sergey Rachmaninov’un 2. Senfonisi gibi teknik zorluklarıyla bilinen eserleri başarıyla seslendirdi. Kendisini dinlemek büyük bir keyif oldu.


Konser öncesi yapılan açılış konuşmasında, Beta Enerji’nin kurucusu ve Dağsuyu Bilim, Sanat ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sabit Dağsuyu, vakfın kuruluş amacını ve vizyonunu şu sözlerle dile getirdi:


“Bu akşam, müziğin birleştirici ve dönüştürücü gücüyle birlikte, sanata olan inancımızın ve müzikle dünyayı güzelleştirme arzumuzun da somut bir ifadesidir.”


Ne kadar incelikli ve derin bir cümle… “Sanat ve bilimin ışığında, kültür yatırımlarıyla geleceği aydınlatmak” adına genç yeteneklere ve geleceğin kuşaklarına vakıf aracılığıyla yapılan bu yatırım gerçekten çok kıymetli.


***


Dünyada pek çok büyük şirket, kültür ve sanata yatırım yaparak vizyonlarını ve topluma bakış açılarını bu şekilde ifade ediyorlar. Türkiye’de de özel sektörün sanat alanındaki desteklerini görmek kıymetli.


Borusan Holding’in kurduğu Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Tekfen’in desteklediği Tekfen Filarmoni Orkestrası, bu alanda öne çıkan iki önemli örnek. Borusan Holding, sanatın toplum üzerindeki birleştirici gücüne uzun yıllardır katkıda bulunurken, Tekfen ise kültürler arası etkileşime vurgu yapan temalarıyla kendine özgü bir duruş sergiliyor. Bu çabalar, Türk özel sektörünün kültür ve sanat alanındaki yatırımlarının ne denli değerli olduğunu gösteriyor.

Benzer şekilde, Avrupa’dan örnekler vermek gerekirse, Almanya’dan BMW klasik müzikten çağdaş sanata uzanan geniş bir yelpazede projeleri destekliyor; İtalya’da ise Ferrero Vakfı, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere taşınması için çok değerli çalışmalara imza atıyor. Bu örnekler, şirketlerin yalnızca kâr amacı gütmediğini, aynı zamanda topluma uzun vadeli ve kalıcı bir miras bırakmaya odaklandığını kanıtlıyor.

Bu çerçevede, Beta Enerji’nin Sabit Dağsuyu adına kurduğu Sabit Dağsuyu Bilim, Sanat ve Eğitim Vakfı, kültür ve sanata olan katkılarıyla son derece vizyoner bir yaklaşım ortaya koyuyor. Vakfın çatısı altında kurulan Beta Enerji Filarmoni Orkestrası, Türkiye’nin sanat yaşamına anlamlı bir katkı sunmakla kalmayıp, sanatı toplumun her kesimine ulaştırma hedefiyle dikkat çekiyor.

Ocak ayında, Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sahnesinde gerçekleştirilen açılış konseri, bu girişimin bir dönüm noktası oldu. Yetmiş beş kişilik orkestra, Oslo Filarmoni Orkestrası’nın şefi Terje Mikkelsen yönetiminde ve yine genç piyanist Can Çakmur’un etkileyici performansıyla dinleyicilere unutulmaz bir müzik deneyimi yaşattı.

Bu konser, Beta Enerji’nin sanata verdiği önemin ve Sabit Dağsuyu Vakfı’nın vizyoner yaklaşımının somut bir ifadesi olarak ülkemiz sanat hafızasında yerini aldı.

Beta Enerji Filarmoni Orkestrası’nın kurulması, Türkiye’deki klasik müzik sahnesini zenginleştirmekle kalmayıp, uluslararası arenada da ülkemizi temsil etme potansiyeline sahip. Özel sektörün sanat dünyasına sağladığı bu tür destekler, sanat ve bilimin ışığında geleceği nasıl şekillendirebileceğimize dair güçlü bir örnek oluşturuyor.

Sanatın, toplumları birleştiren ve bireylerin estetik duyarlılığını besleyen gücü, bu tarz yatırımlar sayesinde daha da pekişiyor.

Beta Enerji’nin attığı bu adım, özel sektörün sadece ekonomiye değil, kültürel hayata da uzun vadeli ve dönüştürücü katkılar yapabileceğinin altını çiziyor. Türkiye’nin bu tür girişimlere her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu aşikâr… Bu nedenle, sanat ve bilimin rehberliğinde, kültür yatırımlarıyla geleceği aydınlatmaya yönelik her girişim hem bugün için hem de gelecek nesiller adına büyük değer taşıyor.

“Beta Enerji’nin bu vizyonu, umarım daha çok kuruma ve kuruluşa ilham verir.“

Çünkü sanat, tıpkı bilim gibi, dünya görüşümüzü zenginleştirerek insanları birbirine yakınlaştıran en güçlü köprülerden biridir.

Bu kıymetli girişim ve ülkemiz sanat hayatına yaptıkları bu ayrıcalıklı katkı için, Beta Enerji’ yönetim kuruluna, Sabit Dağsuyu Bilim, Sanat, Eğitim Vakfı Proje Geliştirme Komite Başkanı Zeliha Dağsuyu’na ve bu özel konserin gerçekleşmesi için bütün parçaları bir araya getiren genç jenerasyonun önde gelen çellistlerinden Yusuf Çelik’e, emek veren herkese, bir sanatçı olarak yürekten teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın.