Sanal kumarın tuzakları

Teknolojinin hızla geliştiği bir çağdayız. Hayatımızı kolaylaştıran dijital yenilikler, maalesef bazı karanlık tarafları da beraberinde getiriyor. Sanal kumar ve bahis bağımlılığı, bu karanlık tarafların en dikkat çekici örneklerinden biri. Bu bağımlılık, bireylerin hayatını derinden etkiliyor, aile ilişkilerini yıpratıyor ve ekonomik çöküşlere sebep oluyor. Üstelik artık, her an elimizin altında olan telefonlar ve bilgisayarlar sayesinde bu tuzağa düşmek çok daha kolay.

Dim TV’ye konuşan Uzman Klinik Psikolog Gülderen Akdağ, bağımlılık hakkında şu çarpıcı tanımı yaptı: “Bağımlılık, bir kimsenin zarar göreceğini bilmesine rağmen bir davranışı veya maddeyi kullanmaya devam etmesidir.” Akdağ’ın ifadelerine göre, kumar bağımlılığı son yıllarda dijital dünyanın sağladığı “kolay erişim” nedeniyle çok daha yaygın hale geldi. Artık bir kumar masasına oturmak için dışarı çıkmaya gerek yok; telefonunuz bir kumarhane gibi çalışıyor.

Peki, kumar bağımlılığı neden bu kadar çekici? Akdağ’a göre, kumar oynarken beyinde dopamin adlı mutluluk hormonunun salgılanması ciddi bir rol oynuyor. Ancak bu dopamin salgılanması, sağlıklı bir yürüyüş sırasında salgılanandan çok daha yüksek seviyede oluyor. İşte sorun da burada başlıyor. Beyin, bu yüksek dopamin seviyelerine alıştıkça normal aktivitelerden zevk almayı bırakıyor. Günlük hayat giderek daha tatsız hale gelirken, kişi kendini tekrar tekrar kumara yöneltiyor.

Bu bağımlılığın sonuçları ise sadece bireyi değil, çevresini de etkiliyor. Kumar bağımlıları genellikle öfkeli oluyor, ailelerinden ve çevrelerinden uzaklaşıyor, yalan söyleme ve borçlanma gibi sorunlu davranışlar sergiliyor. Daha da kötüsü, bu kişiler genellikle bağımlı olduklarını kabul etmiyor. Kendilerini, “Ben istersem bırakırım,” “Bir kereden bir şey olmaz,” gibi düşüncelerle kandırıyorlar.

Ancak bu karanlık tablo, çaresiz değil. Akdağ’a göre, kumar bağımlılığının tedavisi mümkün. Psikoterapi ve ilaç tedavisi bağımlılıkla mücadelede etkili araçlar. Fakat tedavi sürecinin başarılı olabilmesi için bağımlının çevresindeki destek çok önemli. Aile ve eş desteği, burada kritik bir rol oynuyor. Aile danışmanlığı ve çift terapisi, kişinin bağımlılıktan kurtulma sürecinde olumlu sonuçlar sağlayabiliyor.

Akdağ, özellikle bağımlı kişinin çevresindeki kumara teşvik eden etkenlerin ortadan kaldırılmasının önemine dikkat çekiyor. Aile üyelerinin ve eşlerin, bağımlıya iyi davranması, onu yargılamak yerine destekleyici bir tavır sergilemesi, iyileşme sürecini hızlandırıyor.

Kumar bağımlılığı, sanal dünyanın görünmez ipleriyle bağlanan bir zincir. Ancak bu zinciri kırmak mümkün. İlk adım, sorunu kabul etmek. Eğer bir bağımlılık söz konusuysa, bunu görmezden gelmek ya da inkar etmek durumu daha da kötüleştirir. Profesyonel yardım almak ve çevrenizdeki desteği güçlendirmek, bu karanlık döngüden kurtulmanın en etkili yollarıdır.

Unutmayalım ki kumar bağımlılığı, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorun. Bağımlılıkla mücadelede farkındalık yaratmak, destek mekanizmalarını güçlendirmek ve dijital dünyanın tuzaklarına karşı önlem almak hepimizin görevi. Kalın sağlıcakla.