İdealist, dürüst ve kararlı bir gazeteci olmak böyle bir şeydir işte…
Gazeteci Ceren Şahin Kardeşimden söz ediyorum.
Daha önce de yazdım.
Dim TV’nin Genel Yayın Müdürü Ceren Şahin, işte bu özellikleri taşıyan bir kardeşimiz.
Dilerim bozulmaz, hep böyle kalır.
İdealist bir gazetecidir Ceren.
Dürüst ve kararlıdır.
İyi bir yurtsever, iyi bir yurtsever olduğu için de iyi bir çevrecidir.
Mangal gibi yüreği vardır.
Keykubat Sahillerinin (denizin, doğal kum sirkülâsyonunu bozan mendirekler nedeniyle) uğradığı kum kaybını önlemek için deniz üzerine yapılacağı dillendirilen “T biçimli mahmuz” ların sanılanın tam aksine “kum getirmeyeceği gibi, olan kumu da götüreceğinin bilinciyle”; günlerdir bunun mücadelesini veriyor.
Yedi göbekten Alanyalının yap(a)madığını yaptı; Akdeniz Üniversitesi’nden başlayıp, Yıldız Teknik Üniversitesi’ne; Dokuz Eylül Üniversitesi’ne, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne kadar taşıdı konuyu.
Konunun uzmanı bilim insanlarından görüş almak için gecesini gündüzüne kattı.
Ulaştığı konunun uzmanı bilim insanlarının tek tek görüşlerini aldı.
Bu görüşlerden tek bir ses, tek bir sonuç çıktı.
BU MAHMUZLAR, ALANYA SAHİLLERİNİN FELAKETİ OLUR.
Dün akşam (Gazetemiz Yeni Alanya’nın dünkü baskısına da yansıyan) bu haberi, sevinç çığlıklarıyla karışık gözyaşları içinde telefonla verdi bana Ceren Şahin.
Kendisine telefonda söyledim burada da yineliyorum; idealist, dürüst ve kararlı bir gazeteci olmak böyle bir şeydir işte.
Ve dahası Alanya Sevdalısı olmak, Alanya’yı sevmek de böyle bir şeydir işte.
Lafla, “Alanya sevdalısı” olunmuyor.
Ya da yedi göbekten Alanyalı olunca, Alanya sevdalısı olunmuyor.
… …
Sağ ol Ceren; çevreye ve çevreciliğe, ölümüne gönül vermiş bir ağabeyin olarak sana teşekkür ediyor, şükran duygularımı sunuyorum.
* * *
Gelelim şimdi zurnanın zırt dediği yere.
Şimdi ne olacak?
İyi niyetle hazırlandığı konusunda en ufak bir kuşkumuz olmayan; Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) akademisyenlerinin hazırlayıp; 2019 yılının Ekim ayında sundukları “Alanya Keykubat Plajı Kıyı Erozyonunu İncelenme Projesi Raporu” sil baştan yeniden gözden geçirilecek…
Çünkü bu rapora, konunun deneyimli uzmanlarının (biz çevrecilerin görüşlerini doğrular nitelikte) itirazları var.
ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Akademisyenlerinden Prof. Dr. Ayşen Ergin, Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Dr. Işıkhan Güler, ve Yıldız Teknik Üniversitesi Akademisyenlerinden Prof. Dr. Yalçın Yüksel; sundukları ortak bildiride; ALKÜ Akademisyenlerince hazırlanan söz konusu raporda;
a) Konunun, “rüzgar – dalga çalışmaları” yapılmadan değerlendirilmiş olduğu;.
b) Yeterince “modelleme çalışması” yapılmadığı;.
c) Konuya ilişkin diğer ülkelerde ve Türkiye’de yapılan örneklerin incelenip, değerlendirilmeden karara bağlandığı,.
Dillendiriliyor.
Bütün bunlara karşın bu mahmuzların yapılması halinde de; “BU PROJENİN (!); KEYKUBAT SAHİLLERİNDE SÜREGELEN KIYI EROZYONUNU DAHA DA HIZLANDIRACAĞI ve GERİ DÖNÜŞÜ MÜMKÜN OLMAYAN ÇOK DAHA BÜYÜK HASARLARA YOL AÇACAĞI…” vurgulanıyor.
* * *
Aklın yolu bir.
Biz çevreciler de aylardır aynı şeyleri dillendirip durduk.
Ve dahasını söyledik.
Bu çalışmalar yapılırken bu sahile özgü, birbirinden farklı ve bağımsız hareket eden yedi adet dip akıntısı var.
Bu dip akıntıları dikkate alınmadan yapılan son mendirek; Keykubat Sahillerinin kumunu eritti, eritmeye de devam ediyor. Bu sahillerin kumunu alıp, olmadık alanlara (örneğin Belediye Binası önüne) yığıyor.
Doğanın dengesi bilinçsiz müdahalelerle bozuldu, bu mahmuz projesiyle(!) daha da bozulacak diyoruz.
Dediklerimizle kalıyoruz.
Bekleyip göreceğiz.
Bu işin sonu nereye bağlanacak.