ALANYA
Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in de doğup büyüdüğü bölge olan Kestel Mahallesi'nin "bıçkın" ve nedense "hırçın" imajı yapıştırılan isimlerinden olan Sabri Tos, AKP'nin ilçe başkanlığına yeniden talip oldu.
AKP'nin Ağustos'ta başlayıp Kasım'da sona erecek kongre süreci öncesi "yeniden" sahaya inip "yeniden" ilçe başkan adayı olan Sabri Tos'un AKP İlçe Teşkilatı'ndan "müsaade" almadan "Adaylık açıklamamı partide yapacağım" demesi, bunda ısrar etmesi, mevcut İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu'nun, "Bizden izin alan olmadı. Müsaade edilmeyecek" demesi, Ramazan Ayı'nda sığlaşan, Ramazan Bayramı sonrası da iyice yavaşlayan yerel siyaset ortamını yeniden hareketlendirdi.
Sabri Tos, "Bu partinin kurucusu benim. Tüzüğü benden iyi kimse bilemez. Tüzükte 'İzin alınacak' diye bir kural yok" dese de, nefesi ve siyasi gücü, parti bürosuna çıkıp adaylık açıklaması yapmaya yetmedi.
Bana göre, AKP İlçe Teşkilatı'nın "Partide adaylık açıklaması yapamaz" demeçleri basında çıktığı gün, kurucusu olduğunu söylediği partinin bürosuna çıkıp da adaylık açıklaması yapsa, Sabri Tos maça 1-0 önde başlardı. Ancak ne Ankara'dan ne de Antalya'dan beklediği ve arzu ettiği desteği bulamadığı için "parti bürosuna bile çıkarılmayan aday" konumuna düştü, eğer devam edecekse, kararlıysa, maçın başında rakibine 1-0 yenik düştü, bu bir.
İkincisi...
O gün kendisine destek vermek için gelen arkadaşlarının arasına Alanya'nın ve elbette AKP'nin ileri gelen, tanınmış ve popüler üç beş ismini serpiştirse, objektiflere bu şekilde pozlar verebilse, lideri olduğunu söylediği tabana "İşte bu isimler de benim yanımda" mesajı verebilse, maça yine 1-0 önde başlayabilirdi fakat böyle bir görüntü verecek isimleri yanında göremedi, göremedik.
Üçüncüsü ve en önemlisi...
Ta ki kendisinin "istişare kültürüne aykırı şekilde" aday olduğu bir önceki ilçe kongresine dek hep tek listeyle seçime gitmiş olan AKP'nin bu yöndeki eğilimini "partinin kurucusu" olduğu için biliyorken, Ankara'nın ve Antalya'nın vizesini almadan, buna gerek dahi duymadan "Yarışta ben de varım" demesi, gelecek vaat eden genç bir siyasetçi iken Sabri Tos'u "hırçın", "ele avuca sığmaz", "seçilse laf söz dinlemez", "başkan olsa burnundan kıl aldırmaz" konumuna sokuyor ve bence Sabri Tos bu çıkışlarıyla ne yazık ki kendi topuğuna sıkıyor.
Oysa...
Kırıp dökmeden konuşabilse...
"Ben güneşim. Beni gören Kardan Adam eriyor" benzetmesi yapıp kurucusu olduğu partinin seçilmiş ilçe başkanını kastetmese...
"Dim Barajı patlarsa her yer su altında kalır" deyip "Biz bir patlarsak AKP'yi sel basar" imasında bulunmasa...
"Bugüne dek girilen hiçbir yerel seçimde başarı yok" deyip bugüne dek girilen seçimlerde belediye başkan adayı olmuş, ilçe başkanı olmuş, yönetimde olup gece gündüz çalışmış insanların tepkisini çekmeden bu yola çıksa...
Eminim, Adem Başkan'dan sonra Kestel'den çıkan bir başka değerli genç ve başarılı siyasetçi olur, uzun yıllar Alanya siyasetine hizmet ederdi.
AKP'de kongre süreci yeni başladı ve henüz hiçbir şey için geç kalınmış değil.
Kendisini seven, uzun yıllar Alanya siyasetine hizmet etmesini arzulayan bir kardeşi olarak, Sabri Tos'a naçizane önerim şudur.
Ona yakışan, Ankara ve Antalya'nın vizesini almadan çıktığı bu yoldan geri dönmek değil, aksine, partinin seçilmiş, partiye hizmet etmiş insanlarını kucaklayıcı, birleştirip bütünleştirici beyanatlar vermesi, gerekirse elinde çiçek ve çikolata ile Berberoğlu'nu ziyaret edip, "kurucusu olduğu partinin daha ileri gitmesi adına" yanında olduğunu kamuoyuna ilan etmesidir.
Ha, "Bizde geri vites olmaz" derse, "Baktı ki seçilemeyecek, manevra yaptı" eleştirilerine göğüs geremeyeceğini söyleyip adaylıkta ısrar ederse...
Buna mukabil...
Tabana, Ankara'ya ve Antalya'ya rağmen aday olup yine seçilemezse o zaman durum nasıl olacak, işte asıl mesele budur.
Gelecek vaat ediyor iken "Alanya tabiriyle" iki kongrede de "gevilen", yani yenilen, hep seçim kaybeden bir isim olarak adını "siyasetin kaybedenleri" defterine yazdırırsa, bir kardeşi olarak gerçekten üzülürüm.