Lice’de maskeli bir militanın, askeri garnizona girerek, bayrak indirmesini, aklın mantığın alabileceği bir olay olarak görmek mümkün değil.Bu provokasyonun iki ucu da b.. değnek.Başbakan bu iki olasılığı da değerlendirdi.Amma yine de, ne pahasına olursa olsun bu rezilin o direkten şu ya da bu biçimde indirilmesi gerekirdi.Bu militan öldürülmüş olsaydı, bunun uluslararası boyutu özellikle de AB ayağı, BDP-HDP ve de PKK ayağı olacaktı.Bugün de MHP-CHP ve de ülke genelinde Türk bayrağına duyarlı olan bizim gibi Türklerin doğal tepkisi olacak ve de olmaya da devam edecek.Tabii ki bu tepkiyi gösterirken, Alanya ya da ülke genelinde Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerde, kişi ve toplum olarak hamasi çıkışlara, anlamsız yiğitlenmelere de kaçmadan belli bir gerçekçilik içinde davranmalıyız!Türkiye’de ne Türklerin ne de Kürtlerin büyük bir çoğunluğunun terörün yeniden yaygınlaşmasını istemediğinden adım gibi eminim.Terörü isteyen siyasiler, her türlü kaçakçılığı yapan, zehir ticaretiyle milyon dolarlar kazanan PKK’lı baronlar var.Değerli okurlar, bayrak konusuyla ilgili tam bu yazıyı yazmış, Yazı İşleri Müdürümüz Kübra Duman hanıma dosyamı aktarmıştım ki, bir de Irak’ta Musul’daki konsolosluğumuzu Işid örgütünün basıp, personeli rehin aldığı haberini üzülerek öğrenince, yazımı yeniden değiştirme gereğini hissettim.Salt Ortadoğu’da değil, tüm dünyada Müslümanlar birbirlerini öldürmeye, bunu da yaparken Allah, Peygamber, din, kitap adına yaptıkları iddiasında bulunuyorlar.Allah’a yani Yaradan’a dönük bir inancın bu kadar istismar edilebildiği bir başka din dünyada yok gibi!Müslüman Müslüman’ı, Arap Arap’ı kesip biçiyor.Çevremiz yangın yerine dönmesi bir yana, bir biçimde bu yangın bize de yansımaya başladı.Çok daha önemlisi birileri bir biçimde bizi bu yangının içine çekmeye çalışıyor.Bu rezil ve de yangın yerine dönmüş bölgenin bizi nasıl etkileyeceğini şimdiden kestirmek çok zor.Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye düne göre her anlamda, özellikle de ordumuz, en ileri teknolojiye dayalı silahlara ve de çok daha eğitimli askerlere sahip.İnşallah Musul’daki bu çok tehlikeli beklenmedik olayı da, çok kolay bir biçimde, askeri müdahaleye gerek kalmadan, diplomasiyle çözme başarısını gösteririz. İşte peş peşe gelen tüm bu rezil ve de çok tehlikeli belaların yoğunluğuna rağmen yine de bu ülkede çok ciddi yatırımlar yapılabiliyor, ülke çok ciddi krizlere sürüklenmek istense de, hala ayakta kalıp yolumuza devam edebiliyorsak, halimize şükretmemizde büyük yarar var.Mevcut iktidarı umacı gibi görebilir hatta nefret bile edebilirsiniz.Ama, bu iktidardan nefret etmek, Türkiye’yi ve Türk insanını kaosa sürüklemek için bir gerekçe olamayacağını da, bu ülkeyi ve bu ülke insanını seven herkesin bilmesi ve de anlaması gerekir.Ne pahasına olursa olsun bu iktidar gitsin demek, anarşizmden başka bir şey değildir.Tarihte anarşistlerin ya da anarşist tavırlar içinde olan siyasi yapıların, kişilerin ve de grupların, ülkelerine ve ülke insanlarına ne kadar zarar verdikleri gerçeğini herkesin bildiği kanısındayım.Anarşizm demek, salt mevcudu yıkmaya odaklanmak demektir. Anarşistler yıkmak istedikleri şeyin yerine neyi nasıl koyacaklarının hesabını yapmazlar.Demokrasilerde, mevcut iktidarın geleceği, kendi performansına ve de seçmenin bunu değerlendirmesine bağlı olduğu gerçeği kabul edilir. Türlü entrikalarla ya da darbelerle iktidarları alaşağı etmenin demokrasi geleneği ve de kültürüyle ilgisi olmadığı gibi, bu tür girişimlerin, bu ülkeye ne kadar zarar verdiğini geçmiş deneyimlerimizde görmüş olmamız gerekir!