Rektör Prof. Dr. Ekrem Kalan’ı nasıl tanıdım…

Meslek yaşamım boyunca kaç tane bakan, kaç tane milletvekili, kaç tane vali, ya da ne bileyim rektör, kaymakam, müdür gördüm ve tanıdım bilmem mümkün değil… Üşenmeyip, mesleğe başladığım 30 küsur yıl öncesinden saymaya kalksam daha...

Meslek yaşamım boyunca kaç tane bakan, kaç tane milletvekili, kaç tane vali, ya da ne bileyim rektör, kaymakam, müdür gördüm ve tanıdım bilmem mümkün değil…
Üşenmeyip, mesleğe başladığım 30 küsur yıl öncesinden saymaya kalksam daha yarıya bile gelmeden  “kayışı koparıp, kafayı sıyırma” noktasına gelmek kaçınılmaz son olur…
Zaten “koptu kopacak” kıvamda olan kayışı riske atmamak adına “bilmiyorum” deyip geçmek en mantıklı yol…
Bu sayıyı bilmiyorum ama şunu çok iyi biliyorum…
Ama “seçilmiş” ama” atanmış” yöneticilerin “statükocu olanlarını” hiç sevmem, sevemedim bir türlü…
Daha açık bir ifadeyle, kalıplaşmış, yeniliklere kapalı, sorunlar karşısında “hızlı çözümler üretemeyen”, dar kalıplı ve kafalı olanlar…
Çok gördüm, çok tanıdım bu tanıma giren yöneticileri…
Oldukça tecrübeliyim yani…
Bu nedenle yeni tanıştığım bir yöneticinin nasıl bir yönetim anlayışına sahip olduğunu “gözlerinin içine bakarak” olmasa da, kurduğu üç beş cümleden sonra “şak diye” anlarım…
İlk önce de bu gözle bakarım zaten…
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörlüğü görevine atanmasının ardından yaklaşık dört ay gibi bir zaman geçen Prof. Dr. Ekrem Kalan’a da dün sabahki ilk buluşmamızda bu gözle baktım…
İlk izlenimlerimde yanılgıya düşmemek için tüm dikkatimle dinleyip, kendi kendime ve şahsıma münhasır metotlarla bazı analizler yaptım…
Şunu gönül rahatlığı içinde söyleyebilirim ki, “sonuçlar iyi…
Hatta “pekiyi”…
Yanlış anlaşılmasın, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Ekrem Kalan, “babamın oğlu” filan değil…
Emmioğlu, dayıoğlu, bacanak, yandan bacanak hiç değil…
Hoş, olsa da fark etmez zaten ama değil…
Otuz küsur yıllık meslek yaşamımda tanıdığım üniversite rektörlerinin şimdilik “en sonuncusu”, hepsi bu…
Yani…
Yanisi şu…
Tamamen “tarafsız ve objektif” bir anlayışla yaptığım gözlemler sonucunda Rektör Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın, gözbebeğimiz olan üniversitemiz adına “tam isabet” olduğunu fark ettim…
Üniversitenin gelişimi, fakülteleri, Kestel ve Cikcilli yerleşkeleri ya da ne bileyim, öğrenci sayısı falanı filanı ile ilgili verdiği bilgilerden dolayı değil ama…
Birincisi ”statükocu” bir yönetim anlayışına sahip olmadığı için…
İkincisi “genç, dinamik ve heyecan dolu” olduğu için…
Üçüncüsü “güler yüzlü, sıcak, samimi” olma konusunda “yapmacık” olmayıp, “içten davrandığı” için…
Dördüncüsü “mazeret” değil, “çözüm üretme” odaklı olduğu için…
Beşincisi ve en önemlisi de bunları yapmak için gerekli olan “pratik zekaya” sahip olduğu için…
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi gibi yeni kurulan ve henüz “emekleme” aşamasında” olan bir üniversitenin “sağlıklı” büyümesi adına gerçekten “büyük bir şans” olarak gördüm, Rektör Prof. Dr. Ekrem Kalan’ı…
“Çok hızlı ve altı boş büyümektense, sağlıklı ve ayaklarımızı yere basarak büyümeyi tercih ederim” mealindeki cümlesi, pek çok şeyi özetlemeye yeter zaten…
Alanya’nın böyle profile sahip olan yöneticilere çok ihtiyacı var…
Ayrıca…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, bana göre bu memleket için yaptığı en büyük ve en önemli hizmet olan Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’ne sahip çıkıp, dört değil sekiz elle sarılmak, bu memlekette yaşayan herkesin başlıca görevlerinden birisi olmalı…
Özellikle “eğitim” alanında cömert ve hayırsever olmasıyla bilinen Alanya, “Rafet Kayış” ve “ALTSO Başkanı Mehmet Şahin” örneklerinde olduğu gibi, elini taşın altına koymaktan da kaçınmamalı…
Nokta…