Rakamlarla konuşmak

Nasıl bir zamana sıkıştırdık kendimizi? Yoksa zaman mı bizi?
Her şeyin anlam veremediğimiz bir hızla önümüzden akıp geçtiğini izliyoruz. Çoğu zaman izleyemiyoruz bile. Öyle bir kaçırmışlık hissi, öyle bir acaba ne oluyor endişesi. Kendi etrafımızda dönen üç beş olayı bile takip edemediğimizden, dünyayı görme anlama meselesine giremiyoruz bile.
Neredeyse her günümüz bir şeylerin anması, bir şeylerin kutlaması .
Öyle çok değişiyor ki zaman, günü yaşamaya fırsatımız kalmıyor neredeyse.
Zihnimiz kendine bir yol buluveriyor o zaman bu sıkışmışlığın içinde, rakamlar..
Her şeyi rakamlara indirgediğimizde ruhen yükümüz azalıyor. Rakamlarla uyanıp, rakamlarla güne devam ediveriyoruz.
Kahvaltıda x tane bir şey yiyoruz, alış verişi el değmeden rakamlar üzerinden yapıveriyoruz, emeğin bedelini rakamlarla çözüyoruz,kutlamaları rakamlarla, anmaları rakamlarla….
Çocuğumuz 1 yaşına girerken ; odaklandığımız tek şey parti,kaç kişi geleceği, ödenecek miktar, ne kadar servis açılacağı…vs 1 yılda ne yaşadık, nasıl doğurduk,nasıl uykusuzluklar, nasıl sevgi, nasıl emek, nasıl huzur, nasıl neşe, nasıl aşk… bunlar aklımıza gelmiyor artık. Zaman beynimizi ele geçirmiş gibi, duygularımızı gölgeleyip bizi insan varlığından rakamsal “şey”lere dönüştürmüş gibi..
Ülkemin güzel evlatları bir yerlerde can veriyor. Bizler rakamlara bakıyoruz 5 şehit 3 şehit… 10’un altındaysa çok girmiyor gündemimize, meşgulüz çünkü yapacak çok işimiz , takip edecek çok rakamımız var. Kaç kişi beğeni yapmış, kaç kişi yer bildiriminde….
Bir evladın nasıl doğup yeşerdiğini unutuveriyoruz, bir annenin nasıl emekle fidanını büyüttüğünü, bir yaşamın kaç nefes olduğunu….
Ev kiralayacağız , ev sahibi 1500 TL deyiveriyorya da x Euro… hiç düşünülmüyor o her kuruşta kaç günün alınteri, kaç mesai, kaç hastalık, kaç kaçırılmış Anneler Günü, kaç bayram , kaç aşk , kaç özlem, kaç ömür….
Bir kahvenin ederi nedir diye sormaktan utanır olduk kendimize, kaç beğeni eder diye çalışıyor aklımız… 5 liralık kahveye 15 lira verdiğimizde…
Ülkemin bir yerlerinde emekçiler kalıyor toprağın altında … Resmi rakamlar 301 diyor.
301 insan, 301 emekçi, 301 baba, 301 evlat, 301 sevgili….
Rakam fazla olunca e üzüldük tabi biraz. Yani bir 30 dakika falan.
E yetti o da. Çok iş var, meşgulüz çünkü yapacak çok işimiz ,takip edecek çok rakamımız var. Kaç kişi beğeni yapmış, kaç kişi yer bildiriminde….
Değerlerimiz diye bağırıp duruyoruz her mecrada. Tüm sosyal medya değerlerimizi savunan rakamlarla dolu.
Hala yol varken dönelim lütfen. Tek değerimiz insanlığımızda…
13 mayıs 2014 Soma’yı unutma!