YAZININ
başlığındaki rahmetliyle ilgili olarak.
“Hangi rahmetli?” diye soracak olursanız.
Tabii ki Bülent Ecevit’ten söz ediyorum.
Şairdi.
Dürüsttü.
Ama malesef, ne devlet, ne de özel sektör deneyimi vardı.
Şiirsel söylemler ve ilginç sloganlar üretmekte üzerine yoktu.
Tam da bizim istediğimiz gibi, devlet adamı olamadıysa da, ilginç, ilginç olduğu kadar da renkli bir siyaset adamıydı.
Daha önce de, defalarca belirttiğim gibi, adını dağlara taşlara yazan ve yazdıranlardandım!
Biz, kimi siyasetçiye “Dürüst” yaftası yapıştırıp göklere çıkarırız.
Eflatun’un o klasik ve de çok anlamlı “Devlet” kitabında dürüstlüğü ele alışını herkesin okuması ve bilmesinde yarar var.
Ben sadece bu kadarını söylemekle yetineceğim.
Rahmetlinin çok hoş sloganları vardı.
“Toprak işleyenin, su kullananın.”
“Vurguna, soyguna, sömürüye son.”
“Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen.”
Ve en önemlisi.
“Bu düzen değişmelidir.”
Diye diye o davudi sesiyle yeri göğü inletirdi.
“Hayali kuvvetli olan ama bilgisi olmayan kimsenin kanatları vardır fakat ayakları yoktur.”
Yani uçmayı hayal ederler ama uçamazlar!
“Siyaset olması gerekeni bilmek, olabiliri gerçekleştirmektir.”
Rahmetli tabii ki düzeni değiştirmek isterdi.
Ama değiştirmeyi beceremedi.
Bir şeyi istemek önemli değil, önemli olan istediğini gerçekleştirebilmektir.
Rahmetli devrimci bir perspektiften bakarak devrim yapma adına yola çıkmış gibiydi.
Ama gel gör ki!
Bugünkü Devlet Başkanımız Erdoğan, 16 yıl içerisinde sessiz ve derinden giderek ağır ağır mevcut düzeni değiştirme becerisini gösterdi.
Şimdi.
Ecevit’in o tarihlerde “Bu düzen değişmelidir” dediği düzeni arayan milyonlar var.
Sol öğretide “Tarihin çarkları geri dönmez” diye bir söz vardır.
Bırakın tarihin çarklarının, cumhuriyetin kuruluş felsefesine dayalı düzenin değişmesini, son yıllarda tarihin çarkları geri vitesine takılmış son sürat yol almaya devam ediyor gibi!