Psikolojik üstünlük

BUGÜN üç ayrı mevzu hakkında hem yorum yapacağım, hem de kafama takılan bazı konuları sizinle paylaşacağım. *** Birincisi... Geçtiğimiz Cumartesi günkü köşe yazımın bir bölümünde özetle şöyle demiştim...

BUGÜN

üç ayrı mevzu hakkında hem yorum yapacağım, hem de kafama takılan bazı konuları sizinle paylaşacağım.

***

Birincisi...

Geçtiğimiz Cumartesi günkü köşe yazımın bir bölümünde özetle şöyle demiştim...

"Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) Başkanı Mehmet Şahin, bundan bir süre önce gerek sözlü gerekse yazılı olarak bir açıklama yapmış, ALTSO Başkanlığı'na bir daha aday olmayacağını, üstelik ALTSO'daki görevinden sonra iddia edildiği üzere Alanya Belediye Başkan Adaylığı gibi bir hedefinin de olmadığını söylemişti. Ancak Şahin'in ALTSO'ya bir dönem daha aday olmayacağını söylediği o köprünün altından, 3 Dönem Kuralı'nın esnetilip Çavuşoğlu'nun yeniden aday olmasıyla birlikte çok sular aktığı kanaatindeyim. 'Yeniden aday değilim' açıklamasının, Çavuşoğlu'nun 1 Kasım'da yeniden ve üstelik 1. sıradan aday olmasıyla tarihe karıştığını, AKP'nin tek başına iktidarı veya olası bir koalisyonun güçlü ortağı olması halinde Çavuşoğlu faktörünün de verdiği manevi güçle yeniden ALTSO'ya aday olacağını söyleyebilirim."

Bu ifadelerimin sadece bir kısmına Şahin'den "haklı" bir itiraz geldi.

Yazımın yayınlandığı Cumartesi günü arayan Şahin, dedi ki...

"Ben bugüne dek hiçbir yazılı veya görsel medya kuruluşuna, yeniden aday olup olmayacağıma ilişkin resmi bir açıklama yapmadım. Sadece dost meclislerinde 'Yüzde 99 yeniden aday değilim' demişimdir ama kesinlikle konuya ilişkin resmi bir beyanatım olmamıştır."

Şahin doğru söylüyor, zira küçük çaplı bir araştırma yaptım, gerçekten de böyle bir resmi açıklaması hiçbir zaman olmamış.

Demek ki hafızam beni "resmi açıklaması var" diye yanıltmış.

Uzun lafın kısası...

Şahin, "resmi" olmayan ama "dost meclislerinde" açıkladığı gibi, yüzde 99 aday değil.

Lütfen Cumartesi günkü "resmi açıklaması var" ifademi zihninizdeki kayıtlardan silin, yerine, "dost meclislerinde açıklamış" ifadesini yerleştirin.

***

İkincisi...

Seçim sathı mahalline girilen şu son haftada siyasi arenada "garip" ama bazen de "güzel" şeyler yaşanmaya başladı.

Misal, CHP İlçe Başkanı Şengül Yeşildal'ın seçim çalışmaları gerçekten dikkat çekici ve yaptıkları takdire şayan.

Haftalardır Alanya sokaklarını süsleyen Menderes Türel'in afişlerini "Haksız rekabet yaratıyor" diye İlçe Seçim Kurulu'na şikayet edip seçime üç beş gün kala toplatılmasını isteyen Şengül Başkan, bir bakıyoruz gece yarısı kaza yapan taksi şoförlerinin imdadına yetişiyor, bir bakıyoruz, gözaltına alınan kadınları nezaretten kurtarıyor, bir bakıyoruz, katıldığı bahçe düğünlerinde ev hanımlarının bulaşık yıkamalarına yardımcı oluyor, vesaire vesaire...

Dün, Şengül Başkan'ın bulaşık yıkarken çekilmiş fotoğrafını birlikte incelediğimiz gazetedeki bir arkadaş, "Şengül Hanım 1 Kasım'dan sonra bırak milletin evine işyerine gidip böyle bulaşığa temizliğe falan yardım etmeyi, partiden dışarı çıkar mı acaba?" dedi, ben de cevap olarak, "Bilemiyorum, bekleyip göreceğiz" dedim.

Şengül Başkan'ı yakından takip ediyoruz.

İlginç ve kayda değer açıklamaları ve çıkışları var, seçim çalışmaları sırasında verdiği fotoğraflar ise biz gazeteciler için adeta bulunmaz nimet.

Alanya siyasetine, tıpkı, yakası bağrı açık, şalvarla genel başkan karşılayan, kendine has argo konuşmalarıyla sevilen ve dikkat çeken Şevki Türktaş gibi farklı bir soluk ve renk getiren Şengül Başkan bakalım 1 Kasım'dan sonra da böyle renkli mi olacak, yoksa olası bir hezimette kabuğuna mı çekilecek, bekleyip göreceğiz.

***

Üçüncüsü...

"Psikolojik üstünlük" kavramını mutlaka duymuşsunuzdur.

Hayatın her alanında vardır.

Günümüzün en popüler spor dalından örnek verelim.

Misal futbolda "Üç Büyükler" arasında sayılan herhangi bir takımla, Süper Lig'e yeni çıkmış bir başka takım arasında oynanacak karşılaşmada psikolojik üstünlük daima "büyük" olan takımdadır.

Maç 90 dakikadır, saha aynı sahadır, hakem her iki takıma eşit mesafededir, hatta "küçük" takımın kadrosu belki "büyük" olana göre daha pahalı veya daha yetenekli oyuncularla doludur ama büyük takım maça psikolojik manada her zaman 1-0 galip başlar.

Çünkü psikolojik üstünlük daima büyük olandadır.

Bu kavram, siyaset için de geçerlidir.

Şöyle ki...

Misal, bugün Alanya dışına çıkıp herhangi bir il veya ilçede yaşayan vatandaşa, "Sizce Alanya'da en çok ve en iyi hizmeti MHP'li Alanya Belediyesi mi verir, yoksa AKP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi mi?" diye sorun, size direkt, "Tabi ki AKP'li Antalya Büyükşehir Belediyesi" yanıtı verecektir.

Çünkü psikolojik üstünlük, 13 yıldır tek başına iktidarda olan AKP'de, dolayısıyla imkanları, personeli, iş makinesi ve bütçesi daha büyük olan Antalya Büyükşehir Belediyesi'ndedir.

Ancak üzülerek söylemek gerekir ki, Büyükşehir Yasası'nın yürürlüğe girdiği 30 Mart 2014'ten bu yana Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya'da psikolojik üstünlüğü bir türlü ele geçirememiştir.

Şehrin dört bir yanına afiş de assa, refüjlere "Menderes Türel Alanya'ya İyi Gelecek" diye yüzlerce tabela da koysa, halkın en çok dolaştığı yerlere, üzerlerinde "büyükşehir" kostümü olan temizlik ve park bahçe elemanlarını 7/24 konuşlandırsa da, AKP'li Büyükşehir Belediyesi o psikolojik üstünlüğü ne yazık ki bir türlü ele geçiremedi.

Elbette bunda MHP'li Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in "amiyane tabirle" ağlamayıp, "şehir merkezinin yanı sıra en ücra köylere kadar hizmet götüren başkan", "makamına gelen herkesi ama herkesi dinleyip sorununu çözerek gönderen başkan" imajı vermesi de büyük etken olmuştur.

2004'ten beri girdiği üç yerel seçimin üçünü de kazanamayan AKP'nin "yerel" bazda psikolojik üstünlüğü ele geçirmesi için neler yapması gerektiğine gelince...

Dilerseniz bu konuyu da başka bir günün yazı mevzusu yapalım.