Bu yıl kuruluşunun 166. yılını kutluyor…
Ben de bugünkü yazımı onlara ayırmak istedim…
Emniyet teşkilatımız ve polislerimizin kuruluş yıldönümlerini kutluyorum…
Polis konusu her zaman bir biçimde gündemdedir…
Uygulamalarından memnun olanlar da vardır, olmayanlar da…
Evimizde ve işyerimizde kendimizi güvende hissetmemizin en önemli kaynağıdır…
Başımız sıkıştığında bize bir telefon mesafesindedirler ve öyle olmalılar….
Hepimizin polisi olmalılar…
Bazen toplumsal olaylarda aşırı güç kullanabiliyorlar…
Gösteri yürüyüşlerinde öfkelerini yönetemiyorlar.
Aşırı güç kullandıklarına tanık oluyoruz. Örneğin memurları, öğretmenleri yerde sürüklemek, coplamak gibi…
Oysa o kişiler demokratik haklarını kullanıyorlar…
Tabi burada polisin sabrını deneyen ve kontrolünü kaybetmesini isteyenler de olabilir…
Tam da bunun için polis soğukkanlı olmalıdır…
Çalışma koşullarının ağırlığı…
İzinlerin sık sık kaldırılması…
Amirlerinin hitap şekilleri…
Toplumun en belalı ve zor insanlarıyla uğraşmaları…
Bunun gibi daha bir çok gerekçe sıralayabiliriz…
Bunların hiç birisi gerekçe olamaz…
Hiç kimseye zorla “polis olacaksın” denilmiyor…
Bu yükü taşıyamayanlar bu işi yapmayacaklar…
Bakın ne kadar polis memuru intihar ediyor…
Yazık değil mi? Kendilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi en büyük dileğimdir. Son zamanlarda bazı toplumsal olaylarda linç girişimlerine uğradıklarını görüyorum, çok ama çok üzülüyorum…
Bir ülkenin güvenlik güçleri bu tür olaylara maruz kalırsa devlet otoritesi sarsılıyor demektir…
Ülkesinin vatandaşlarına eşit davranmalı polisimiz…
Yeni yeni mağdurlar yaratılmamalı, ne çekiyorsak mağduriyet edebiyatından çekiyoruz…
Aman dikkat edelim…
Hepinize başarılar dilerken, vicdan terazisini ve merhamet duygusunu da işe katalım diyorum.
Kolay gelsin…