Plasebo etkisi;
Psikiyatriden kansere kadar...
Tıbbın her alanında kullanılan bir yöntemdir.
Bu yönteme göre hastaya belli bir süre...
Gerçek ilaç verilir ve ardından sahte ilaç...
Gerçek bir ilaçmış gibi hastaya yutturulur.
Oysa bu ilacın yararı veya zararı yoktur.
Hasta buna da gerçek gibi tepki verir.
Böylece iyileştiğini düşünür.
Bu etkiye "plasebo etkisi" adı verilir.
Bunlara halk arasında "şeker haplar" denir.
****
Bu etki siyaset alanında da kullanılmaktadır.
Misal; ekonomik anlamda tedbirler alınır.
Refah düzeyi yavaş yavaş arttırılır.
Bir süre sonra bu geçici önlem tökezler.
Fakat hükümet yeni tedbir paketini açıklar.
Aslında yapabileceği bir şey yoktur...
Halk plasebo etkisiyle var zanneder.
Refahlarının devam ettiğini düşünürler.
****
Misal: Asgari ücrete yapılan en son zamla...
İşçilerin bir önceki aya göre refahı artmıştır.
Bir ay sonra akaryakıta zam gelir.
Akaryakıta gelen zam her şeye yansır.
Sonuç olarak asgari ücretli daha fazla öder.
Lakin, işçi plasebo etkisinin altındadır.
Hala refah düzeyinin arttığını düşünür.
Ve ilk seçimde bunu sağlayana oy verir.
****
Misal: Sağlık kurumlarında birkaç çağdaş...
Ve medeni tedbirler alınır.
Senelere yayılan bu tedbirler genelleştirilir.
Bir zaman sonra bu kurumlara geriler.
İlaçlar verilir ama eczanelerde katkı payı...
Adı altında daha fazla para kesilir.
Devlet hastanelerinde sıralar uzar durur.
Ancak plasebo etkisiyle halk hala memnundur.
Sanırlar ki sağlıkta yeni tedbirler alınıyor.
Ve gider bunu sağlayanlara oy verir.
****
Evet, kabul etmek gerekir ki, 2000 yılının başında...
Böyle bir hastalığa vatan ve millet olarak yakalandık.
Hükümet Kemal Derviş'in tedavisini aynen uyguladı.
Kısmen de olsa bir takım iyileşmeler oldu.
Şimdilerde ise eskisinden daha da hastayız.
Ancak, hepimize "şeker haplar" yutturuluyor.
Yani sahte haplarla tedavi ediliyoruz.
Demem o ki, plasebo etkisinin altındayız.
Bu nedenle de hala istikrar var sanıyoruz.
Ve de mutlu ve mesut yaşıyoruz.