Pandemiyle yaşam

Yaklaşık bir ay önce ülkemizde koronavirüs salgınının ortaya çıkmasıyla birlikte şu ana kadar bildiğimiz her şey; bütün deneyimlerimiz ve alışkanlıklarımız değişti. Hep birlikte yeni bir süreci deneyimliyoruz bugünlerde. Üstelik ‘hep birlikte’ kavramı sadece ülkemiz için de geçerli değil. Belki de ilk defa dünya olarak aynı anda aynı duyguları hissediyor, aynı şeyleri yaşıyoruz.
Hepimiz bir elimizde telefon bir elimizde kumanda ile aynı belirsizlik havuzunda bir umutla yüzüyoruz. Haberleri dinliyoruz, videoları izliyoruz, tweetleri okuyoruz, açıklamaları ve alınan tedbirleri takip ediyoruz. Bireysel düzeyde sosyal mesafemizi koruyarak, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmayarak, kalabalık ortamlardan uzak durarak ve kişisel hijyenimize gereken özeni göstererek hem kendimizi hem de diğerlerini virüsten korumaya çalışıyoruz.
Sadece bireysel düzeyde mücadele etmiyoruz ki virüsle. Salgının yayılmasını önlemek amacıyla eğitime uzaktan devam edilmesi, olabildiğince üretken bir şekilde evden çalışma sürecine geçilmesi, belirli yaş grupları için sokağa çıkma yasağının uygulanması, bazı illere giriş çıkışların sınırlandırılması gibi tedbirlerle toplumsal düzeyde de mücadele ediyoruz.
Süreç böyle olunca sonuç da her geçen gün daha karmaşık bir hal alıyor. Çalışan ebeveynlerin evde çalışma sürecine, çocuğun ise eğitim hayatına okul sırası yerine bilgisayar ya da televizyon karşısında devam etmesine adapte olması gerekiyor. Dilde kolaydır ‘adapte olmak’ ancak dönüp baktığımızda ise bir o kadar da zor. İşte bu yüzden sıcak bir yuva olan ev bir süre sonra anne, baba ve çocuğun bütün gün bir arada olduğu sıkıcı ve hatta boğucu bir ortama dönüşüyor.
Peki, yeni yaşantımızın karmaşıklığını normalleştirerek sürece adapte olmak için neler yapmalıyız? Bu noktada aslında kolayca uygulayabileceğimiz dört kolay adım var.
İlk adım kişisel olarak gününüzü planlamakla ilgili.
Bütün gün evde olmak zaman algımızı olumsuz olarak etkilemektedir: Bazen zaman hiç geçmezken bazense zamanın nasıl geçtiğini anlamayız. Bu sebeple hem kaldığımız yerden yaşamımıza devam edebilmek hem de verimliliğimizi sürdürebilmek için günlük düzenimizi olabildiğince aynı şekilde devam ettirmek işe yarayacaktır.
Yapılacakların listelendiği, görev ve sorumlulukların sıralandığı, önceliklerin belirlendiği, o güne özgü notların ve hatırlatmaların yer aldığı bir çizelge, gününüzü planlamanızı kolaylaştıracaktır. Bu noktada çizelgenizi düzenlerken dikkat etmeniz gereken husus salgın öncesi dönemdeki rutinlerinizi temel almaktır. Çünkü önceden bildikleriniz, yani alışkanlıklarınız yeni yaşantınız için iyi bir yol göstericidir.
Bir sonraki adım günlük planlarınızı sorumluluklarınıza göre detaylandırmakla ilgili.
Evdeki bütün bireyler kendi sorumluluklarına uygun olarak gününü planladıktan sonra, herkes kendi günlük planlarını diğerleri ile paylaşsın. Daha sonra hep birlikte bütün gün aynı evi paylaşmanın getirmiş olduğu yeni sorumlulukları listeleyin. Elde edilen bu bilgiler ışığında değişen yaşantınızın getirdiği yeni sorumlulukları ve eskiden devam eden sorumluluklarınızı harmanlayarak ailenizin bütün bireyleri için en uygun olan detaylı günlük planlamayı oluşturun. Bu noktada çizelgenize son halini verirken dikkat etmeniz gereken husus rahatlamanıza imkan sağlayacak küçük kaçamaklar için gereken boşluklar bırakmaktır. Çünkü bu sürecin sizi yıpratmasına izin vermemenizin en iyi yolu aileniz ile iletişim halinde olmanızdır.
Bir diğer adım ise salgın öncesi ve salgın sonrası olarak bölünen hayatımızı olabildiğince birbiri ile entegre etmekle ilgili.
Eski alışkanlıklarınızı, yeni yaşantınıza göre revize edin. İnsanın sosyal bir varlık olması kendisini tamamen diğer insanlardan izole etmesini zorlaştırmaktadır. Mesela yakın olduğunuz arkadaşlarınızla buluşup kahve içmek yerine online platformlarda bir araya gelerek eski alışkanlıklarınızı yeni yaşantınıza göre entegre etmiş olursunuz.
Son adım ise bedeninizi ve kendinizi duymak ile ilgilidir.
Sevdiğiniz insanlarla aynı evde kalmak büyük bir mutluluk kaynağı olsa da, aslında herkesin yalnız kalmaya ve kendisine zaman ayırmaya ihtiyacı olduğunu unutmamak gerekir. Bu yüzden rahatlamanıza ve kendinizi resetleyerek güne enerjik bir şekilde devam etmenize imkan sağlayacak zamanları kendinize sunun. Bedeninize kulak vererek, duygularınızı analiz ederek ve düşüncelerinizi keşfederek kendinizi tazeledikten sonra günlük çizelgenize devam edin.