Özgür Özel nasıl koşuyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘koşmaktan’ ziyade, biraz da siyasi rejimin ajandasına bağlı olarak ‘koşuşturduğunu’ biliyorduk. Ülke insanını her alanda darmadağın etmeye yönelik günümüz iktidarının siyasi yönelim ve uygulamalarına yanıt verebilmek, ancak koşuşturmakla mümkün kılınıyordu.

Özel ve adaşı CHP İstanbul İlçe Başkanı Özgür Çelik’in de katıldığı İstanbul’daki bir koşu etkinliği ise, CHP Genel Başkanı’nın gerçekten iyi koştuğunu da gösterdi. Ülkeyi idare eden liderlerin fiziksel düşkünlükleri göz önüne alındığında, Özel’in performansı profesyonel bir atletinki gibiydi.

Özgürlerin etkinlik alanına gelişi anons edildiğinde binlerce sporcudan oluşan, genellikle kentlilerin oluşturduğu kalabalık ölçülü bir sevgi gösterisinde bulundu. Siyasi liderlerin miting alanlarını dolduran toplama kalabalıklardan farklı olarak spor öncelikli düşünen katılımcılar, amigo gibi davranmak yerine vücut dilleriyle Özel’e desteğini sunuyordu. Bulunduğu topluluktan yanıt bekleyen klasik bir siyasetçi için, koşu etkinliği cesaretli bir seçimdi.

Özel’in klasik bir siyasetçi olmadığı ilerleyen zaman içinde görülecekti. Belki de etkinliği oluşturan insan profili gözden geçirildiği içindir, abartılı olmayan bir koruma eşliğinde kalabalıklara karıştı. Mikrofonlara konuştu, sevenleriyle fotoğraf çektirdi. Sonrasında koşu startının verileceği otobüsün üstüne çıktı.

Yine diğer siyasi liderliklerle karşılaştırıldığında Özel kalabalıklara, onlardan bir reaksiyon alabilmek için değil, yalnızca koşuya nasıl hazırlandıklarını merak eder gözlerle bakıyordu. Özel’in gözü zaman zaman daldı, kısa süreli de olsa otobüsten aşağı doğru sabit bakışlar attı. Bu dalma hali fiziksel yorgunluktan ziyade, ajandası dolu olan bir siyaset liderinin anlık dinlenmesi olmalıydı.

Yakın çalışma arkadaşı Çelik ile olan ilişkisi “sayın başkanım” dan çok öteydi; abi kardeş gibiydiler ve bunu sunmak için bir zorlama içinde değillerdi. Ülkenin gergin ve kaotik ortamında önemli roller üstlenen Çelik’in huzurlu, kararlı ve yakışıklı gülümsemesi toplulukta olumlu etki bırakıyor olmalıydı. Kin ve nefretin dışavurumu olan gerilmiş yüz kaslarına alışmış ülke insanı için bu güven veren bir bakıştı.

Yarı maraton startını verdikten sonra 10 kilometrelik koşu başlangıcında yer aldılar. Yapılan anonstan, Özel’in yalnızca startta yer alıp, fotoğraf vermekle yetinileceği zannediliyordu. Öyle olmadı. Öğleden sonra Bursa’ya geçip büyük mitinge katılacak olan CHP Genel Başkanı,10 kilometrelik parkuru hiç de küçümsenmeyecek bir zaman diliminde koşup bitirmişti.

Özgür Özel kısa ve seri adımlarla koşuyor, böylece hiç tıknefes kalmıyordu. Koşu etkinliğine yalnızca orada görünmüş olmak için gelmemiş, kendince hedeflediği bir zaman dilimi içinde parkuru tamamlamayı da kararlaştırmış olmalıydı. Ya da koşu boyunca içinde yer aldığı, onun yanında olduğunu hissettiren ama bunu abartmayan kalabalıklardan güç alıyordu. Belirlenmiş bir hedefe doğru beraberce koştuğu binlerce iyi insanın enerjisi onu şarj ediyor yani yeniliyordu.

Koşuyu tamamlarken işgüzarca önüne gerilen bitiş kurdelesini kaldırıp atarak altından geçen Özgür Özel, bu hareketiyle başladığı büyük koşunun henüz sonuçlanmadığını da gösteriyordu. Gençti, cesareti ve gücü vardı. Yeter ki onunla koşan ülke insanı da tempoya ayak uydurup sonunu getirselerdi…