GOGIL
Amca'ya "Alanya Kaymakamı" diye yazınca karşımıza alt alta şu başlıklar çıkıyor.
"İşte Alanya'nın yeni kaymakamı."
"Tanrıseven geri dönüyor."
"Kaymakam Özdemir'den kesin dönüş sinyali."
"Alanya Kaymakamı bu kez Isparta'ya Vali Yardımcısı oldu."
"Alanya'nın iki kaymakamı var."
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Şaka değil, bu şekilde yaklaşık tam 10 bin başlıklı haber yer alıyor Gogıl Amca'da.
Ve dün yaşanan son gelişme...
2015'in Şubat ayında mahkeme kararıyla Alanya'ya dönen, 2015'in Mart'ında Isparta'ya yeniden Vali Yardımcısı olarak gönderilen Erhan Özdemir, Şubat'ın son gününde, yani dün, yine mahkeme kararıyla Alanya'ya dönüp makamına oturdu.
Hiç kimsenin ismini tam olarak koyamadığı "gizli güçler", bir yıl aradan sonra makamına oturan Özdemir'in Alanya'da ne kadar görev yapacağına yeniden karar verecek mi, yukarıdan yeniden bir atama kararı çıkacak mı, meçhul.
Vatandaş ise adeta bahis şirketi gibi oldu.
"İzahı olmayan şeyin mizahı olur" misali, dün Özdemir'in makamına yeniden oturduğunu haber alan çok sayıda vatandaş sosyal medyada bu işin mizahını yapmaya çoktan başladı bile.
Kimi, "Bahisler açıldı, Özdemir kaç günlüğüne geri döndü?" derken, kimi de, "Özdemir Alanya'ya hizmet etmekten söz ediyor ama şeytan taşlamaktan namaz kılmaya vakit buldurmazlar" yorumunu yaptı.
Alanya'da görev yapan Kaymakam Hasan Tanrıseven'in ise bir yıl önce veda ettiği Antalya Vali Yardımcılığı'na geri döndüğü yönünde rivayetler var.
Dün makamına oturur oturmaz basın mensuplarının beyanat alma ve fotoğraf çekme taleplerini geri çevirmeyen Kaymakam Özdemir, “Herkes için hayırlı olsun. Bir süreç yaşadık ve geride kaldı. Bundan sonra Alanya için çalışmaya devam edeceğiz” demiş.
"Bir süreç yaşadık ve geride kaldı."
Acaba gerçekten de geride kaldı mı?
Kaymakam Özdemir'in Alanya için çalışmaya devam etmesine yukarıdan izin verilecek mi, yoksa bir süre sonra yeniden başka bir yere gönderilecek mi?
Bu kriz ortamında konuştuğumuz, merak ettiğimiz şeylere bakınca insan gerçekten de üzülüyor.
Şu satırları geçen yıl da yazmıştım, yinelemekte yarar var.
Alanya'da yaşayan, bu şehrin ekmeğini yiyip suyunu içen bir vatandaş olarak bu konuda şahsi kanaatim şudur.
Devlet'in Alanya'daki en üst makamındaki temsilcilerini "köşe kapmaca" oyunu oynar gibi bir oraya bir buraya savurma dönemi artık bitmeli, çünkü zaten turizmdeki kriz yüzünden maddi ve manevi açıdan zor günler yaşayan ve yaşamaya devam edeceği öngörülen Alanya'nın, her iki kıymetli devlet adamını bu tür itibarsızlaştırıcı, kamuoyu önünde küçük düşürücü eylemlere ne vakti var, ne de sabrı.
Görev süresi bitmeden Alanya'dan tayin edilen ancak hakkını aradığı Yargı tarafından hakkı üçüncü kez iade edilen Kaymakam Özdemir'e, "Alanya'ya yeniden hoş geldiniz" diyor, yasal görev süresi bitmeden ayrılmamasını temenni ediyorum.
***
RUSYA'DAN KÖTÜ HABER
Dün, ajanslara şok edici bir haber düştü.
Deniliyor ki: "Rusya, uçağının düşürülmesi sonrası uyguladığı ambargolar nedeniyle birçok sektörde olduğu gibi turizmde de büyük kayıplar yaşattı. Geçen yıl Şubat'ta Rusya'dan 8 bin 307 turistin geldiği Antalya'ya bu Şubat ayında sadece 55 Rus geldi."
Evet, haber metninde aynen bu ifadeler var.
Koca Şubat'ta sadece 55, (yazıyla elli beş) Rus turist gelmiş.
Hem de 2016 itibariyle 2 milyon 288 bin 456 nüfuslu koskoca Antalya'ya.
Bu 55 turistin Antalya merkeze mi, Belek'e mi, Kaş'a mı, Side'ye mi, yoksa Alanya'ya mı geldiği ise meçhul.
Ben olsam, bu 55 turisti tespit edip, ambargoyu delerek Türkiye'ye gelme cesareti gösterdikleri için madalya verirdim.
İşin şakası bir yana, koca Şubat ayında 55 turist geliyorsa, önümüzdeki ayların umut verici olduğunu sanmıyorum.
Birkaç gün önce "Enseyi karartmayın, geçen sene de krizi konuşuyorduk" diye yazmıştım ama şimdi o sözlerimden cayıyorum.
Çünkü...
Hükümetin sadece dev turistik tesislerin bulunduğu bölgelere yönelik Turizm Eylem Planı hazırladığı bir süreçte, sade vatandaş olarak Alanya'nın durumunu hiç de parlak görmüyorum.
Sosyal medya fenomeni haline gelen bir kamyon arkası yazısında, "Victoria Beckham'ın bile aldatıldığı bir dünyada senin gözünün yaşına bakmazlar Pakize" deniliyordu ya.
Oradan esinlenerek ben de Alanyalı turizmcilere ve esnafa şöyle seslenmek istiyorum.
"Dev turistik tesislerin bulunduğu Belek, Manavgat, Kemer ve Kaş gibi bölgeleri hüsrana uğratan hükümet senin gözünün yaşına bile bakmaz Alanya. En iyisi başının çaresine bak, kendi formüllerini kendin üret."