ÖSYM'nin suçu ne?

ÜNİVERSİTE tercih sonuçları açıklandı ve yine milyonlarca aday bir yere yerleştirilemediniz yazısıyla tek tek umutlarından vazgeçme yoluna girmeye başladılar, kendine inananlar devam etmek için farklı seçenekleri değerlendirirken, inancı...

ÜNİVERSİTE

tercih sonuçları açıklandı ve yine milyonlarca aday bir yere yerleştirilemediniz yazısıyla tek tek umutlarından vazgeçme yoluna girmeye başladılar, kendine inananlar devam etmek için farklı seçenekleri değerlendirirken, inancı olmayanlar ve çalışmak istemeyenler ise başka çıkış yolları aramaya başladılar. Her yıl yaşanan bu süreç bazıları için hayallerine ulaşma konusunda bir adım yakınken bazıları için hala çok uzakta. Neden?
Komşular başladı aaaa kazanamadı mı, bir sene daha bekleyeceğine neresi olursa olsun gitsin, akrabalar zaten belliydi kazanamayacağı, ne bekliyorlardı ile devam ederken bazı aileler ise tüm bunlara göğüs gerip "Olsun, senden kıymetli değil bir daha hazırlanırsın ben sana güveniyorum" ile çocuklarının yanında oldular.
Bu süreçte en önemli faktör aile ve çocuğun gelecekleri hakkında konuşabilmesi. Çocuğuna ne istediğini, ilgisini, ilerisi için planlarını soran sağlıklı aile üyelerinin desteği ile bu süreç daha verimli halde ilerlemektedir. Yapılan en büyük yanlış ise çocuğun özgüveni kaybetmesine neden olan söylem ve davranışlardır.
Ebeveynin ufak bir mimik hareketi bile çocuğun o dönemde kendine olan inancını olumlu ve ya olumsuz etkileyebilir. İnsanın sevdiği bir işi yapması bir ömür boyu sürerken, sevdiği işe giden yolda 1 ve ya 2 sene zaman harcamasının bir önemi yoktur. Sonuçta ulaşacağı bir amaç varsa o amaca giden yolda çekilen her zahmet çok değerlidir.
Değerli ebeveynler; ne olursa olsun çocuk bizim çocuğumuz diyip hala çocuklarınıza karşı takındığınız tavır, hal ve hareketlerinizin olumsuz olması bireyin kendine olan inancını zedelediği gibi size olan güven duygusuna da zarar vermektedir. Olumsuz benlik algısına zemin hazırlatan her davranış başka şekilde geri dönecektir.
160 dakika da hayat belirlemeye çalışan çocuklarınızın her zaman yanında olduğunuzu hissettirin. Unutmayın sınav sadece bilgiyi ölçen bir şey değildir. Aynı zamanda heyecanı, dikkati, zaman yönetimini, kontrol etmeyi vb. gibi bir çok faktörü içinde barındırır. Sınav sonucuna göre çocuğa ithamlarda bulunmak yerine sınavın sadece eğitimin bir parçası olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalışın. Kaybettiğini sandığınız 1 sene, 2 sene geçer ama çocuğunuzu kaybederseniz bir ömür boyu telafisi olmayan ve onun hayatının gidişatını değiştiren bedeller ödemek zorunda kalırsınız. En önemlisi de çocuğuna güvenmeyen bir anne, babanın çocuğunun neden kendine güvenmediği ile ilgili sürekli eleştirmesidir. Daha siz kendi çocuğunuza güvenmezken, o niye kendine güvensin. Lütfen

‘NE OLURSA OLSUN GÜVENİN’

Siz inanırsanız eğer onun hem kendine hem hayata inanması her zaman daha kolay olacaktır. Umudunuzu kaybetmemeniz dileğiyle…