ÖRGÜT
kültürü; bir kurumun çalışanları tarafından büyük ölçüde paylaşılan ve çalışanlara, hangi durumlarda nelerin yapılması ya da yapılmaması gerektiğini gösteren kurallar bütününü ifade etmektedir. İşlevsel olarak değerlendirildiğinde ise, yönetim ve alt kademe çalışanlarının davranış biçimleri ile örgüt içi değer ve normlar doğrultusunda belirlenmiş olan örgüt kültürü; şirketlerin yaşam eğrilerini ve gelişimlerini önemli ölçüde etkilemekte, kendilerini iyi tanımalarını ve de tanıtabilmelerini sağlamaktadır. Bunun yanısıra kurumlar; kültür aracılığı ile çalışanlarını denetleyebilmekte (otokontrol), çalışanların kurum içerisinde nasıl davranacağını bilme yeteneklerini arttırabilmekte, çalışanlara ortak bir dil ve değerler bütünü sunarak, kurum içerisinde “biz’’ duygusunu ortaya çıkarabilmekte ve örgüt kültürünün içerdiği normlar sayesinde kurum içi belirsizlikleri ortadan kaldırarak, çalışanlar üzerindeki stresi azaltabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında kurumların, kendi kültürlerini oluşturması ve çalışanlarına bu kültürün tüm ögelerini benimsetebilmesi, çalışılan ortamda belirsizliği azaltacak, belirsizlikten kaynaklanan stresi minimuma indirecek ve söz konusu kurumu mutlak suretle farklı kılarak, rakiplerinden öne çıkaracaktır.
ÖRGÜT KÜLTÜRÜNE AİT ÖGELER
Örgüt kültürü, hem ulusal kültürden hem de kurumun içerisinde bulunduğu endüstrinin sahip olduğu kültürden etkilenmektedir. Nitekim hiçbir kurum, içerisinde bulunduğu toplumun paylaştığı ulusal kültürden bağımsız bir kurum kültürü oluşturarak başarılı olamayacak ve böyle bir kültürü çalışanlarına benimsetemeyecektir. Bu nedenle örgüt kültürü ve bu kültüre ait ögeler oluşturulurken içerisinde, çalışanların ve hedef müşteri kitlesinin inançlarına, beğeni ve zevklerine, gelenek ve göreneklerine aykırı unsurları barındırmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir.
Kurum kültürü ögelerini soyut ve somut olmak üzere ikiye ayırmak yerinde olacaktır. Kurumların kendileri için oluşturmuş oldukları varsayımlar, normlar ve değerler kültürün soyut ögelerini oluştururken, kurum içerisinde üst yönetim ve ya çalışanlar tarafından oluşturulmuş ya da zaman içerisinde kendiliğinden ortaya çıkmış; hikaye ve mitler, sloganlar, logolar, kahraman ve liderler, marşlar, çalışanların giyim tarzları vb. ise kültürün somut ögelerini oluşturmaktadır. Tahmin edileceği üzere, kurum kültürünün temelini söz konusu soyut ögeler oluşturmakta ve kalıcı kılmaktadır. Somut ögeler ise kültürün benimsetilmesine ve yayılmasına yardımcı olmaktadır. Bir bakıma kültürün soyut ögelerinin, somut ögeler ile beraber belirgin hale getirildiğini söylemek de mümkündür. Beş yaşında bir çocuğun, ne ile ilgili olduğunu bilmeksizin, bir şirkete ait sloganı veya marşı söylüyor olması ya da bir logo gördüğümüzde söz konusu logoya sahip şirket isminin bir çırpıda ağzımızdan dökülüyor olması, somut ögelerin algısal etkilerine güzel birer örnek oluşturmaktadır. Söz konusu bu somut ögeler, dinamik bir yapıya sahip olup zaman içerisinde değiştirilebilir olsa da kurum kültürü üzerinde köklü bir değişim yaratmak isteyen kurumların öncelikle sahip oldukları soyut ögeleri değiştirmeleri gerekli olacaktır. Nitekim şirket çalışanları tarafından benimsenen kurallar, paylaşılan değerler, oluşturulan varsayımlar değiştiğinde bütün bir kurumun değiştiğinden bahsedebilmekteyiz. Netice itibari ile örgütsel kültür, kurumun bir bakıma kimliğini ve bizlere yansıyan yüzünü oluşturmakta, aidiyet duygusunu pekiştirmekte, kuruma bağlılığı arttırıcı bir güç olmaktadır. Eğer hala işletmeniz için değerler yaratmaya ve üyeleriniz tarafından paylaşılan bir kültür oluşturmaya başlamadıysanız, tüm çalışanlarınız, müşterileriniz ve tedarikçileriniz tarafından benimsenmiş bir değerler bütününün işletmenize sağlayacağı yararları yeniden düşünmenizde ve elinizi çabuk tutmanızda fayda var!