Önyargılar portmentoya!

DÜNYAYA gelmeden önce sorulmayan sorular vardır, bir de dünyaya geldikten sonra sonu gelmeyen sorular. Bazılarının yanıtını asla bulamazsın. 'Buldum' zannedersin gün geçer kendi tezini kendin çürütürsün. Bu bir kısır döngü...

DÜNYAYA

gelmeden önce sorulmayan sorular vardır, bir de dünyaya geldikten sonra sonu gelmeyen sorular. Bazılarının yanıtını asla bulamazsın. 'Buldum' zannedersin gün geçer kendi tezini kendin çürütürsün. Bu bir kısır döngü halinde farklı şekillerde karşına çıkar. Bazılarının yanıtı da sen daha doğmadan önce belirlenerek var olmuştur. Bunlar da neden sorusunun yanıtını sana veremez. Örneğin; kimse annesi, babasını seçemediği gibi kimse ırkını da seçemez.
Belirli bir kültürde büyüyen insanlar o kültürün gelenek, görenek, inanç, değerleri ile şekil alıp belirli bir yaştan sonra bunları sorgulamaya başlıyor ya da tam tersi incelemeden kabul ediyor. At gözlüğü dediğimiz olay burada devreye giriyor. Belirli şeylerin olma ve ya olmama ihtimaline körü körüne inanmak, hayatın sana doğarken bir at gözlüğü armağan etmesini sağlıyor.
İnsan olarak genel özelliğimiz bizim gibi olmayanları kötüleyerek, bize benzeyenleri baş tacı yapmak. Kabul edemiyoruz ve anında 'öteki' kategorisine sokuyoruz. En büyük yanlışların sorgulama yeteneğini kaybetmiş beyinlerden oluştuğuna inanan biri olarak, insanları ait olduğu her neyse ona göre yargılamanın büyük bir yanlış olduğuna inanıyorum. Seçemediğin hayata ait olmaya çalışan insanları düşünmeden, empati kurmadan belli kalıplara sokmak barış içinde bir yaşamı zorlaştırmaktan, insanlığı savaşa davet etmekten öte gidemez.
Başkalarının inançları üzerinden girdiğiniz din tartışmalarınının gerçek bir inanç ile alakası yoktur. Çünkü inanç özel bir şeydir. Hangi din olursa olsun hoşgörü gerektirir, saygı gerektirir. Birinin gelecek yaşamı hakkında saygısız bir şekilde yorum yapanlar bu hakkı kendinde bularak aslında en büyük inançsızlıklarını ortaya koyarlar. Sen beyazsın diye siyahı yok sayamazsın. En büyük ön yargı, insana ait kalıplaşmış düşüncelerdir. Birine 'senden adam olmaz' demek, o kişinin zaten adam olmama evresine yardımcı olan en etkili silahtır. Kendi inanç ve güvensizliğini başkasına yansıtanların silahı. İnsan yapamadığı, olamadığı şeyleri hep yansıtma mekanizması kullanarak kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Eleştiriye kapalı insanlara dikkatli bakarsanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Ön yargısız insan yoktur, önemli olan başkasının kimliğine ait eleştiri seviyesinden hakaret seviyesine giden yorumlarda bulunmamaktır. Bu nasıl bir şeydir biliyor musunuz? Ağzından çıkan her cümle ilk çevreni zehirler, kokutur. Sonra o kokudan kendi kirlenmeye başlar, devam ettiği sürece de o is kokusu gibi bedenine bulaşır. Gerçekten eleştiri yapmak için kendinize bakın. Gerçekten eleştirdiğiniz konuda o insanı eleştirme sebebinizin nedenini bulun. Belki onun gibi olamadığın için, belki de tam tersi. Bunun cevabı senin bilinçaltındaki kodlarda gizli. Buna ulaşmanın yolunu da bir tek sen bulabilirsin. O yüzden görünen köyün ötesi olabileceğini unutmadan, dağın tepesine çıkıp görünen köyün arkasına bakmaya çalışırsak daha huzurlu olacağımıza inanıyorum. Bir aile seçemezsin ama bir aile kurabilir, var olan bir aileyi de iyileştirir ve ya öldürebilirsin. Seçim sizin.