Onur madalyası

Amerika Birleşik Devleti, 2001 yılında, 11 Eylül saldırılarının sorumlusu olarak El-Kaide'yi gösterdi. El-Kaide'nin yerleşkelerinden biri olan Afganistan da dolayısıyla gözleri üzerine çekti. ABD, koalisyon güçlerini de yanına...

Amerika Birleşik Devleti, 2001 yılında, 11 Eylül saldırılarının sorumlusu olarak El-Kaide’yi gösterdi. El-Kaide’nin yerleşkelerinden biri olan Afganistan da dolayısıyla gözleri üzerine çekti. ABD, koalisyon güçlerini de yanına alarak Afganistan’ı işgal etti ve Taliban’ı yönetimden uzaklaştırdı. Yüzeysel olarak bunu genel kültür sahibi herkes az çok bilir. Peki ya işlerin daha derinine inersek? Askerlerin günlük yaşamları, yaşadığı tecrübeler…



Medal of Honor (MoH), ilk oyununu Playstation platformuna 1999 yılında çıkardı. “Birinci şahıs nişancı” türünde olan oyun, zamanının klişesi olarak İkinci Dünya Savaşı’nı konu almaktaydı. Oyun, ilk çıktığında çok tutuldu ve serinin devamı da hayranları tarafından merakla beklendi. O günlerden bu günlere Medal of Honor oldukça değişti. Gerek konsept olarak gerekse oynanış olarak…Yıl oldu 2010 ve Medal of Honor yeni oyununu duyurdu. Oyun grafik anlamında bir devrim olan Frostbite oyun motoru ile geliştirildi ve ne yalan söyleyeyim gerçekten de oyun, milyon dolarlık motorunun hakkını vermiş. Oyunumuz girişten de anladığın gibi ABD’nin Afganistan’ı işgalini konu alıyor. Fakat muhteşem bir atmosfer ile. Oyuna ilk başladığımızda bir ABD Bahriye Komandosu’nu (S.E.A.L.) canlandırıyoruz. Gizli bir operasyon ile Tarık adında bir muhbirimizden istihbarat almaya gidiyoruz Taliban yerleşkesi hakkında. Fakat işler planlandığı gibi gitmiyor ve maceramız başlıyor.



Burada tutup da size hikayeyi baştan sona anlatmayacağım tabi ki de. Oyunun öncelikle fazlasıyla sinematik bir hava geçtiğini belirteyim. Oyun değil de sanki bir film izliyormuş gibi hissedeceksiniz. Özellikle görevler arası sinematik görüntüler sizi çok etkileyecek ve hikayeyi muhteşem bir şekilde size aktaracak. Oyunda tek bir karakteri değil toplamda 4 karakteri kullanıyoruz. ABD Bahriye Komandosu Neptün Timi’nden Rabbit, ABD Delta Force Kurt Sürüsü Timi’nin keskin nişancısı Deuce, ABD Dağcı Komandosu Fırsatçı Timi’nden Dante Adams, ABD Hava Kuvvetleri Apache pilotu Brad Hawkins. Açıkçası her karakterin kendine özgü oynanış tarzı var ve her karakteri senaryoda sırası geldikçe oynuyorsunuz yani istediğiniz zaman istediğiniz karakteri seçme durumu yok aman yanlış anlaşılmasın. Eğer arkadan vurma, kılık değiştirme gibi operasyonları seviyorsanız Rabbit; keskin nişancılık, içeri sızma gibi operasyonlar için Deuce; topyekun, göğüs göğse çarpışma için Adams; daha teknolojik ve yok etme gücüne dayalı operasyonlar için Hawkins tam size göre. Oyun bu anlamıyla çok güzel bir konsept içeriyor. Üstelik tüm bu karakteriler birbiriyle kaderleri bir noktada bir şekilde birleşiyor. Bu da sizi oyuna daha çok bağlıyor.Şimdi gelelim teknik detaylara… En sevdiğim kısım işte burası. Oyun grafik anlamıyla zamanından çok olmasa da ileri diyebiliriz. Sesler özellikle de müzikler olağanüstü… Tek kelimeyle olağanüstü sesler. Müzikler bazen sinematik aralarda ağlamanıza sebep olabilir. Açıkçası bu oyun ABD’yi değil de , kendi milletimi konu alsaydı ben kesinlikle ağlamıştım. Oynanabilirlik sıradan “Birinci Şahıs Nişancı” oyunuyla hemen hemen aynı. Bu tür oyunlara aşina iseniz zaten çok da sıkıntı çekmezsiniz oynarken. Oyunun “çoklu oyuncu” modu da oldukça zevkli DICE – FrostBite grafik motoru kullanılıyor fakat çok fazla sunucu seçeneğiniz yok. Oyunun çıkmasının üzerinden 5 sene geçtiğini düşünürsek bu doğal. Sonuçta bir Battlefield: Bad Company 2’den bahsetmiyoruz. Çoklu oyuncu kısmında seviyenize ve tecrübenize bağlı olarak silah ve donanım açabiliyorsunuz. Ancak “tekli oyuncu” da gözünüze de çarpacak bir detayı aktarayım. “Yapay zeka(sızlık)”. Oyunda çok büyük bir yapay zeka problemi var. Bazen sebepsiz yere üzerinize koştukları oluyor, sizi görmemiş oluyorlar. Takım arkadaşlarınızdan cephane isteyebiliyorsunuz fakat yapay zeka problemi burada da karşımıza çıkıyor. Düşmanın içine sızmışız, cephane bitmiş, arkadaşınızdan istiyorsunuz ve size Şam’dan duyulacak bir sesle “Bende de yok dostum!” diye bağırıyor. Yapay zeka…

Sonuca gelirsek; Medal of Honor, sizi bir süre o bilgisayar başında tutabilecek bir oyun. Kitap okumak gibi gelecek size. Bir hikaye var, o hikayeyi yaşarcasına size aktaran bir atmosfer var. Üstüne bu oyun için Türk oyuncular tarafından yapılmış Türkçe Altyazı eklentisini de kullanırsanız bu oyunu uzun süre hafızanızdan silemezsiniz. Oldukça keyif alır ve tekrar oynamak istersiniz. Bir kitap kurdu bile bu oyundan zevk alacak, benden söylemesi sizden oynaması. İyi oyunlar!

TEKNOPAT PUANI: 8.8/10Artıları: Sizi içine çeken hikaye örgüsü , şahane atmosfer , seslerdeki ustalık , silah modellemeleri , grafiklerine göre çok düşük sistem gereksinimleri.Eksileri: Fena çuvallayan yapay zeka , çoklu oyuncudaki sunucu eksikliği , arkadaştan cephane tedarikinin sınırsız yapılabilmesi.Grafikler: 8.8/10Ses: 9.2/10Oynanabilirlik: 8.5/10