Sevmek ve sevilmek dünyanın en güzel duygusu... Aşıksanız; hele ki bir de seviliyorsanız işte bu harika! Bu halde olan herkese sesleniyorum! Kırk yılın başında hissedebileceğiniz bu duygunun tadını cıkartın. O duygular, bambaşkadır. Sürekli düzgün çalışması için ayarlarıyla oynanan radyo gibidir insan... O dengeyi bulmakta zorlanır. Deniz gibi gelgitleri vardır, an gelir oradan oraya savrulur. Mutlu ve hüzünlü anların arasında saniyeler vardır..
Yaşayın gitsin! Her anı doya doya yaşayın. Hayat, o kadar kısa ki! Sonra bir varmış bir yokmuşla kalır aşk... Buyüzden sevin daima yarını. Sonuna kadar haykırın sevdiğinizi.
Geçen akşam bir akadaşımla sohbet ederken konu birden 'Aşk'a geldi. O anlattıkça, konuştukça daldım gittim uzaklara... Geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalmış umutları, anıları, acıları anımsadım. Öyle geldi geçti işte... Onun perspektiften baktığımızda aşk ne kadar da farklıydı. O şanslı kesimdendi. Aşkını doyasıya yaşayanlardan... Kimileri, 'Ben bıraktım aşkı, aman benden uzak olsun mümkünse' der.. İki yabancı gibi sırtı dönük oturur köşelerde.. Aslında günü birlik ilişkiler yaşanmaya başlayalı değerini kaybetti aşk... Sanki satılığa çıktı aşk; ama hep kötüler satın almış gibi... Tabii onların da hevesleri geçince bir köşe de kaldı aşk... Böyle olunca inanlar da haliyle küstüler aşka. Şizofren oldu aşk... Her gece başka bedenlerin kılığına girip gezdi. Sevgiden dışlandı. Ah ah! Ruhsuz yaşanırmıydı aşk? Yaşayanlar yok muydu dersiniz? Dedim ya herkesin vardır, bir hikayesi... Asıl mesele şu; eğer şu an yanındaysa, onu sev. Sonraki anı düşünerek şu an bulunduğun anı harcama. O insanı sev ve onun tarafından sevil... Dünyada insana verilmiş en yüce duygudur, aşk. Kalbin arınması ancak aşk ile mümkündür. Korkuyoruz incilmekten; ama ruhumuzun dokunulmasını da istiyoruz o perdeyi aralayıp, içinde yüzmek istiyoruz. Aşkın tanımını yapamam doğru kelimeler ve cümleler ile tam olarak nasıl ifade edebiliriim bilmiyorum. Derinden hissetmek lazım. Herkes mutluluğa veya mutluluğun kaynağına erişebilsin. Ben bir damla gibiyim; yavaş ve sakin. Yaşadığımız en zor ama belki de en güzel tecrübe oluyori aşk. O güzel sesi dinle ve duy... Kalbimize dokunmasına ve hayat bulmasına izin verelim. Belki hayatın iniş çıkışlarını engelleyemeyiz; ama arasından akabiliriz... Aşıksak; yeni bir kapının arkasına geçiyoruz demektir; yeni bir hayat ve yeni bir heyecan. Birisi tarafından sevilmek nasıl da güzeldir. Aşk; acı, tatlı, hüzün, mutlu, keder ve neşe hepsini de barındırır mı içinde dersiniz? Evet, neden olmasın. Aşık susmasını, konuşuyormuş gibi yapmasını bilir, öğrenir ve öğretir. Ölümsüz olsun, aşklarınız; sonu olmayan uçsuz bucaksız bir ırmak gibi tıpkı... 'Bir daha asla olmaz' demek yerine 'yine, yeni, yeniden' 'Neden olmasın' deyin. Açık olun aşka, kucaklayın tüm benliğinizle.
Öyleyse var mısınız? Tuttugumuz korku dallarını kırıp kendimizi ucmanın mutluluğuna ve özgürlüğüne bırakalım. Zamanı akışına bırakmak, yaşadığınız umutsuz şeyleri dahi yeni bir umutla yoğurmak ve cesur olmak gerek bu hayatta... Her sabah, sanki ömrümüzün ilk günüymüş gibi uyanalım. Perdemizi aralayıp penceremizi açıp soluyalım havayı. Öğreneceğimiz ve de öğreteceğimiz o kadar çok şey var ki... Anı yaşamayı unutmayalım. En mutlu aşklar sizinle olsun. Sağlıcakla kalın...