Yeni öğretim yılı başladı. Mini minilerle gençler sınıfları doldurdular. Heyecanla yeni geçtikleri sınıfların derslerini öğrenmeye başladılar. Ne güzel. Hepsine başarılar diliyorum.
İlk öğretim ve lise öğrencilerine, okuma listeleri verilecek şimdi. Yıl içinde okumaları istenen öykü, şiir, roman gibi kitapların listesi. Öğretmenleri düzenleyip verecek bu listeyi.
Türk Çocuk Edebiyatı son yıllarda ciddi bir atılım gösterdi. Can Çocuk, Yapı Kredi Yayınları, Günışığı kitaplığı, Tudem, Mavi Bulut, Top, Uçan Balık, Kelime, Bilgi ve Remzi gibi seçkin yayınevleri, yaşayan tanınmış yazarlarımızın yeni kitaplarının yanı sıra, genç yazarların iyi kitaplarını da yayımlıyorlar. Genç okurlara seçkin kitaplardan oluşan geniş bir yelpaze sunuyorlar.
Ama çocuk kitabı yayınlamanın ticari bir kazanç kapısı haline geldiğini gören, bu işten anlayan anlamayan pek çok kişi hemen kolları sıvadılar. Şimdi piyasada çocuk kitabı basan yüzlerce yayınevi var. Sayıları her geçen gün de artıyor. Çoğu, telif ücretleri düşmüş yerli ve yabancı yazarların kitaplarının özensizce kısaltılmış, kötü baskılarını yapıyor. Zaten var olan kitaplara yüzlerce yeni kitap ekleniyor. Tam bir curcuna. İnternet, tuz biber ekti bu curcunanın üstüne. Okullarda yaygın olarak okutulan kitapların çoğunun özetlerini bulabilirsiniz internet’te. Vikipedi bile bu tuzağa düşmüş. Ansiklopedik bilgi vermeyi amaçlayan bu sitede, yerli ve yabancı klasiklerin ayrıntılı özetleri yer alıyor. Çocuk o özeti okuyup kitabı okumuş gibi ödevini hazırlayabilir.
İşim çocuk kitapları yazmak olduğu halde, ben bile izleyemiyorum çocuk kitapları piyasasını. Öğretmenim ne yapsın?
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük kentlerimizde yaşayan öğretmenlerimiz bir parça daha şanslı. Oralarda, büyük kitapçıların vitrinlerini dolaşarak kitapları karıştırmaları, en azından bir fikir edinmeleri mümkün. Ya küçük kentlerimizde, kasabalarımızda yaşayanlar ne yapacak? Onlar için hiçbir çare düşünemiyorum.
Özel okullarda çalışan Türkçe ve Edebiyat öğretmenlerimiz bu bağlamda biraz daha şanslı. Yukarıda adını verdiğim yayınevlerinin çoğu kitap kataloğu hazırlayıp özel okullara gönderiyorlar. Öğretmenler, katalogdan seçtikleri kitapları okul kütüphanesine aldırıp birinci elden izleme ve seçim yapma olanağı buluyorlar. Devlet okullarındaki öğretmenlerimizin böyle bir şansları da yok. Hele Anadolu’nun kasaba ve köylerinde çocuklarımızı eğitmeye çalışan öğretmenlerimizin hiç mi hiç şansı yok. Anadolu’da zaten kitapevi de yok. Birkaç kitap dağıtım şirketi parsellemiş Anadolu’yu. Tabelasında “kitap kırtasiye” yazan, asıl işi kırtasiyecilik olan dükkânlara, işlerine gelen kitapları dağıtıyorlar. Beğenmezsen alma!
Çocuk kitabı yazarlarına ve yayınevlerine her yıl köy okullarından, okullarına kitap gönderilmesini isteyen onlarca ileti gelir. Yazarlar kolay kolay karşılayamaz bu isteği. Yayınevleri ne yapar bilemem. Ama bu bana dökme suyla değirmen döndürmeye çalışmak gibi geliyor.
Öğretmenlik zor zenaat be kardeşim. Gençleri eğitip geleceğe yetiştireceksin. Hangi geleceğe? Kuruköy’deki Hatice ile Bakırköy’deki Busem’in gelecekleri bir olabilir mi? Eşitlenebilir mi?
Gerçekten de zenaatların en zorlarından biri, belki de en zoru öğretmenlik.