Büyük oğlum Özmen askerden yeni dönmüştü.
Yüksek Lojistik Mühendisi olarak gittiği Isparta Jandarma Er Eğitim Tugayı'nda kısa dönem askerliği sırasında üç kez ziyaretine gittik, bir kez de o izne geldi.
Bize göre göz açıp kapayıncaya, ona göre oldukça uzun bir süre sonra askerlik bitmiş, eve dönmüştü.
İş arıyordu...
Şimdinin gençleri öyle kapı kapı dolaşıp, "Sizde iş var mı?" diye sormuyor elbet. İnternet üzerinden, kariyerine uygun kuruluşlara CV gönderiyorlar ve çağrılmayı bekliyorlar.
Şirketler de kendi departmanlarında ihtiyaç oldu mu çağrı yapıyorlar ve kaymakamlık sınavından da zor bir yazılı sınava tabi tutuyorlar. Yazılıyı kazandın kazanmasına da asıl iş mülakatta.
Devlete bağlı kuruluşlarda mutlaka torpil gerekiyor.
İlin milletvekillerinin gücü yetmiyor çoğu kez. Bakanların listeleri işi kapıyor.
İşin özünü iki kısa tümce ile özetleyeyim de asıl anlatmak istediğim konuya geçeyim:
"Varsa dayın, yersin tayın...
Yoksa dayın, yoktur payın..."
+++
Özmen bir yandan iş ararken, öte yandan kayınvalidemin izlediği dizilere de göz atar olmuştu.
Brezilya dizilerinden yerli dizilere kadar.
Bir diziyi hala anlatır oğlum:
- Dizinin kahramanlarının başına gelmeyen kalmıyor. Her gün bir felaket. Bundan kötüsü olamaz, diyorum. Anneannem iki gözü iki çeşme, dizide olup bitene ağlıyor. Ertesi gün daha büyük felaketler. On gün dayanabildim ve isyan bayrağını çektim. Anneanne ben artık izlemeyeceğim, bana kalırsa sen de izleme. Bu dizide hayatın normale dönmesi mümkün değil. Her gün daha kötüye gidiyor. Olmaz dediğimiz her şey oluyor. "Unutma beni" diye isim koymuşlar ama ne olur unut bu diziyi. Bak sen de perişan oluyorsun, sinirlerin bozuluyor.
+++
Özmen diziyi bırakmış...
Kayınvalidemin umurunda değil, diziye devam...
Özmen'in tespiti şu:
"Öyle bir dizi ve öyle bir senaryo ki, sen kendi derdini unutuyorsun. Kendi derdini unutup onlar için üzülmeye başlıyorsun. Sonunda onların haline bakıp bakıp kendi yaşamına şükrediyorsun."
Oğlum Özmen bir kaç sınava girdi ve İzmir'in en büyük şirketinde işe başladı.
Kayınvalidem ise dizileri izlemeye devam ediyor.
Dizilerde felaketler birbirini takip ediyor, kayınvalidem dizide olup bitene ağlamayı, gülmeyi sürdürüyor.
+++
Türkiye'min halini sorarsanız..
Oğlumun söylediği, "Bundan daha kötüsü olamaz diyorum ama oluyor" cümlesine uygun bir senaryo ile yol alıyor.
Ya bu dizinin bir parçası olup kayınvalidem gibi gözyaşı dökmeyi sürdüreceğiz ya da oğlum gibi kararlı olup bu diziyi seyretmeye son vereceğiz.
Mart ayında kötü senaryoları yazanların oynadıkları oyunlar sona erer mi, bilemem.
O kararı halk verecektir.
Hayırlısı...