Öfkenin sakıncaları

Atalarımız 'Öfke ile kalkan zararla oturur” demiş. Ama biz, öfke ile kalkınca, karla oturacağımızı sanmanın aymazlığı içindeyiz. Öfkeli bir çıkışın nelere mal olduğunu 'Survivor” finalinde gördük. Bana göre Merve Aydın,...

Atalarımız “Öfke ile kalkan zararla oturur” demiş.

Ama biz, öfke ile kalkınca, karla oturacağımızı sanmanın aymazlığı içindeyiz.

Öfkeli bir çıkışın nelere mal olduğunu “Survivor” finalinde gördük.

Bana göre Merve Aydın, toplumun önemli bir bölümünün sempatisini kazanmış, şampiyonluğa koşuyordu.

Ne zaman ki babası, öfkeli bir biçimde çok saçma sapan bir çıkış yaptı, işte o zaman bütün dengeler altüst olup, ibre Turabi’den yana döndü.

“Söz gümüşse sükut altındır” denirken, Sadi, “Ey be gafil aç şu kepenkleri bakalım, çerçi misin, kuyumcu musun?” dedikten sonra, ne zaman nerede, nasıl konuşmak gerekiyorsa öyle konuşulmalıdır mealinde bir değerlendirme yapmış.

Bir babanın öfkesinin nelere mal olduğunu hep birlikte gördük.

Kaş yapayım derken göz çıkartmak buna deniyor!

Merve Aydın’ın 130 günlük emeği, babasının patavatsızlığı yüzünden güme gitti gibi geliyor bana.

Tabii ki kesinlikle bu böyle oldu demek mümkün değil.

Ama eğer, Acun Ilıcalı, Merve Aydın’a gelen oyların, babasının konuşması öncesi ve sonrasındaki seyrini açıklarsa, işin doğrusunu daha sağlıklı bir biçimde öğrenebiliriz.

Survivor’da Turabi, Hasan’a saldırdıkça, Hasan da Turabi’ye kimsenin cesaret edip söyleyemediği şeyleri söylediği günlerde, Hasan oylamalarda sürekli birinci geliyordu.

Ne zaman ki ayak değiştirip, Turabi’ye ve çetesine yağ çekmeye başladı, işte o zaman halkın desteği kalktı ve Hasan elendi.

Aslında Survivor’da doğanın şahane manzarası içinde, kimi çirkin insanların manzaralarını seyrederek, farklı karakterleri gözlemleme fırsatını bulduk.

Çok daha önemlisi, toplum olarak hangi karakterlere prim verdiğimizi de görmüş olduk!

Öfke ve tepkiyle dolu yığınların provoke edilmesinin ne kadar tehlikeli olduğuna bir örnek daha verelim.

İstanbul’da Ülkücü gençliğin, Çin’in Türkistan’a dönük yaptırımlarını protesto eyleminde, Çinli diye Güney Koreli birkaç genç kıza saldırmaları akıl alacak şey değil.

Bunlar erkek hatta Çinli bile olsaydı, bir toplumu genelleyerek suçlayıp, ülkemizi beğenerek turist olarak gelmiş üç beş kişiye yüzlerce insanın saldırması Türklüğe yakışır mı?

Allah'tan, topluluk içindeki sağduyulu ülkücüler, olayın bir felakete dönüşmesine engel olma gerçekçiliğini göstermişler.