Odaklanma problemi yaşayanlara…

Günümüzde pek çok insanın yakındığı, pek çoğunuz aşina olduğu ya da bizzat yaşadığı bir sorundur, ‘Dikkat ve konsantrasyonu toparlayamama'. Kişi, önemli bir projenin tamamlanması yolunda izlenmesi gereken aşamaları, çok iyi bilmesine...

Günümüzde pek çok insanın yakındığı, pek çoğunuz aşina olduğu ya da bizzat yaşadığı bir sorundur, ‘Dikkat ve konsantrasyonu toparlayamama’. Kişi, önemli bir projenin tamamlanması yolunda izlenmesi gereken aşamaları, çok iyi bilmesine rağmen bir türlü dikkatini toparlayıp işe başlayamayabilir ve işe başlayamadığı için projeyi bir başkasına kaptırabilir.
Bu konunun en büyük şikâyetçileri genellikle öğrencilerdir. Sınava bir hafta kala odasından tutun da ders çalışırken kullanacağı kalemin rengine kadar kendisini programlayıp her ne kadar, "Bu sınav benim için çok önemli ve ne yapıp edip yüksek puan almalıyım." diyen bir öğrenci, her ne kadar söylemleriyle beynine mesajlar gönderse de odasında farkına dahi var(a)madığı dikkat dağıtıcıları uzaklaştırmadıkça dikkat ve konsantrasyonunu toparlayamayıp ciddi başarısızlıklarla karşı karşıya kalmaya mahkûmdur. TV, saat, radyo, bilgisayar, telefon, poster ve afişler bahsini ettiğim dikkat dağıtıcılardan yalnızca birkaç tanesidir.

Aslına bakarsanız şöyle bir düşünecek olursak etrafta dikkat dağıtabilecek bunca şey varken, odaklanma sorunu yaşamak oldukça normal sayılabilir. Mühim olan bu sorunun farkında olabilmek ve bu sorunla baş edebilme yetisi, gayretidir. Gelişen teknolojiye ayak uydurma gayretinde olan insan, 'Olur da bir şeylerden geri kalır mıyım' diyerek sürekli bir şeylerin beynini meşgul etmesine istemeden de olsa izin verir haldedir. Özellikle bilgisayar başında çalışanlar ya da ödevlerini bilgisayar aracılığıyla yapanlar, ne yazık ki teknolojinin odak kurbanları arasındaki en geniş kitleyi oluşturanlar arasındadır, diyebiliriz.

Pek çok kişi, odaklanma problemini ortadan kaldırabilmek için bir uzmana görünmeden önce sorunun ortadan kaldırılması için öncelikli adımı kendisinin atması gerektiğine inanarak çeşitli yollara başvurmaktadır. Nasıl mı? Şöyle ki bir kişi odaklanma problemi ile baş edebilmek için ona kafa tutarak geç saatlere kadar uyumayabilir. Dahası uyumamayı sürekli 'kafein' almasına borçlu olduğunu düşünebilir. Beyni uyaran ve 'Dinç olmalısın!' mesajı veren 'Çay, kahve...' aslında siz farkında olmasanız dahi sizi içten içe zehirlemekte dahası kandırmaktadır. Nedense düşünülmez; spor, egzersiz, temiz hava almak... Kafein etkisi gösteren yiyecek ve içeceklere oranla daha uzun süreli ve kalıcı etki sağlayan spor, beynin öğrenme ve depolama işlevlerini gerçekleştirmesi için tetikleyici bir etki yaratmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk ne de güzel söylemiştir, "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" diye. Evet, 'etkin bir zihin' kesinlikle ve kesinlikle kafeinle uyuşturulmuş bir beynin etkisinde hareket eden robotik vücutta değil; sağlıklı, dinç, pozitif düşünerek sağlığını ve sporunu ihmal etmeyen kişilerde bulunur. Bu konuda yapılan araştırmalar özellikle aerobik yapmanın, beynin dikkatle ilgili bölgelerinde anlık ve uzun vadeli bir geliştirici etki yarattığını ortaya koymaktadır. Spor sonrası tüketeceğiniz su, kesinlikle ve kesinlikle size en büyük artıyı kazandıracaktır. Yapılan araştırmalarda spordan sonra yeterli miktarda su almayan kadınların, su kaybı yüzde ikiden az bile olsa, konsantrasyonlarını toplamakta zorlandıkları gözlemlenmiştir. Sağlığınızı tehdit eden her şeyden uzak durmak, en azından uzak durma gayreti içerisinde olmak, gelecek yılların sağlıklı geçebilmesi yönünde atacağınız en büyük adımdır. Bu sayede odaklanma probleminizi ortadan kaldırmak için gerekli ilk adımı da atmış olursunuz.
Uyku düzenindeki bozukluk, odaklanma sıkıntısını doğuran bir başka etki faktörüdür. Geç saatlere kadar TV başında sabahlayan, sürekli çay, kahve vs tükettiği için bir türlü uykusu gelmeyen ve sabahın ilk ışıklarına dek uyanık kalan daha sonra da bir kaç saatlik uykuyla okula, işe giden kişiler kesinlikle ve kesinlikle aktif bir dikkat, algı ve anlama kapasitesinden söz etmesinler. Delta uykusu, denilen faktör kişiye kendini dinç ve dirençli hissettirir. Bu uyku, REM uykusu öncesinde yavaş dalgaların aktif olduğu, yani derin uykuya geçilen bir uyku safhasıdır. Bu uyku safhasında delta dalgaları yardımıyla bilişsel işlevler pekişir ve de güçlenir. Eğer ki- uzun bir süre- günde yedi saatten az uyuyorsanız; delta uykusunu atlıyorsunuz demektir. Dolayısıyla gün boyunca odaklanma sorunu yaşamanız söz konusu olabilir.
Odaklanma sıkıntısını doğuran bir başka etki faktörü de düzensiz ve yanlış beslenmedir. Bilinçsiz yapılan diyetler, unutulan yemek araları ve sağlıksız besin tercihleri kişinin tüm dengesini alt üst etmektedir.
Yediklerinizin konsantrasyon üzerindeki etkisi hafife alınmayacak derecede yüksektir. Ayrıca guruldayan midenizin dikkatinizi dağıtma olasılığı da cabası! Kanınızdaki şeker düzey azaldığında, enerjiniz düşer bununla doğru orantılı olarak konsantrasyonunuz da azalma meydana gelir. Unutmayın; beynin birinci temel enerji kaynağı glukozdur. Yulaf, tam tahıllılar, baklagil gibi glisemik indeksi düşük besinler tüketirseniz; şeker seviyeniz de dengeli kalacaktır.
Çalışırken ara vermeyi unutanlar, bir süre sonra yorgun bir zihin ve tükenmekte olan bir ruhsal durum ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Konsantrasyonunuzu güçlendirmenin bir diğer yolu kendinize arada bir “Dur” diyebilmenizde gizlidir. “Dur”dan kastım, kafanızda dolanıp duran ‘bütün’ kafa karıştırıcılar... Yani bu molada diğer tüm düşünceleri kafanızdan silerek ve o an tamamen konsantre olmanız gereken işe odaklanarak dikkatinizi güçlendirebilirsiniz.
Sizi sizden başka hiçbir kimsenin tam anlamıyla tanıyamaz. Bu nedenle yaşadığınız problemlere bakış açınızı değiştirmez ve bu problemlerden kurtulmak için herhangi bir şey yapmazsanız; ne yazık ki bir arpa boyu yol kat edemezsiniz. Yukarıda bahsini ettiklerim odaklanmayı arttırma yollarından yalnızca birkaç tanesi. Beyniniz öyle güçlü bir organ ki verdiğiniz komutları direkt olarak hayatınıza işliyor. Bu nedenle baktınız ki kendi kendinize üstesinden gelemiyorsunuz; o zaman vakit kaybetmeden profesyonel destek almanızda büyük yarar var. Sürekli ertelemeye devam ederseniz korkarım ki bir süre sonra küntleşmeye yüz tutmuş bir beyin, yavaş yavaş kim bilir belki de ivedi bir hızla tükenmekte olan bir ruh hali ve beden ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Sizce buna değer mi? Sağlığınızı ihmal etmediğiniz mutlu bir gün dilerim.