PKK büyük bir organizasyon.
Büyük rantlar üzerine çöreklenmiş.
Bu rantlardan yararlanan bir sürü insan var.
Her tür etnik yapıdan insan bu madenden şu ya da bu biçimde pay alıyor.
Ölenler gariban gençler, nemalananlar sırça köşklerde ve siyaset arenasında cambazlık yapanlar.
Her tür kurum ve kuruluşun hatta ülkelerin bu yapıyla az ya da çok bir ilişkisi var.
İran, Suriye, Kuzey Irak ve Türkiye hatta İsrail ve de Avrupa ülkelerinin PKK içinde şu ya da bu biçimde parmağı olduğu iddia edilmekte.
Türkiye hızla güçlenip büyümekte.
Bu büyümeden ve etkinleşmesinden içte ve dışta rahatsız olanlar var.
Özellikle, Türkiye’de vesayet rejiminin devamını isteyen, ittihatçı, darbeci ve jakoben kesim, Ak Parti’nin yüzde 50 oy oranına ulaşmasından rahatsız.
Kan ve gözyaşından beslenenlerle, ideolojik fanatizme körü körüne yelken açmış beyinler, ülkenin ve ülke insanının mahvına bile neden olabilecek bir çözüm bile olsa, Ak Parti’nin bir biçimde tasfiye edilmesini istemekteler.
Bu yapı öylesine güçlü, öylesine organize olmuş ki, bürokrasiden tutun, demokratik kitle örgütlerine kadar uzanmış bir geniş alanda etkinliğini sürdürebilmekte.
Darbe girişiminde bulunanları bile açıkça savunabilmekteler, onları meclise taşıtmaya kalkma becerisini gösterebilmekteler.
Tüm bu ilkel, çağ dışı ve yurt severlikle bağdaşmayan rezil, insanlık dışı bir çizgiye taşınmış kör dövüşü, salt Ak Parti karşıtlığına dayalı olarak yandaş bulabilmekte.
Türkiye her tür kutuplaşmaya hazır bir ülke haline geldi.
1980 öncesi, Sol-Sağ çatışmasıyla yıllar boyu uğraştık.
Binlerce insanımız öldü, on binlerce genç işkenceden geçti.
Sonrasında Laik–Anti laik kutuplaşması gündeme getirildi. Alevi-Sünni çatışması ise işin çabası.
Bugün için, bu argümanlar para etmez hale gelince, Ak Parti karşıtlığını güçlendirme adına ülkede çok ciddi bir kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor.
(DEVAMI YARIN)