O pankartı ben açtım

TÜRK Tarih Kurumu Başkanlığı döneminde bu makamın hakkını yaptığı çalışmalar ile baştan sona hem de fazlası ile veren çok ama çok değerli Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Bey politikaya atıldı ve Mebus oldu. Dikkat edin Milletvekili demiyorum...

TÜRK

Tarih Kurumu Başkanlığı döneminde bu makamın hakkını yaptığı çalışmalar ile baştan sona hem de fazlası ile veren çok ama çok değerli Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu Bey politikaya atıldı ve Mebus oldu. Dikkat edin Milletvekili demiyorum üstüne basa basa Mebus diyorum. Zira Mebusluğun ağırlığı Milletvekili kavramından daha ağırdır. Ne demek istediğimi anlayan anlamıştır.
A'dan Z'ye haklı gerekçelerle MHP'den istifa ederek arkadaşları ile İYİ Parti'yi kurdu. Lakin bırakın yurt içini yurt dışı da dahil şok edecek bir şekilde milletvekilliği adaylığı listesinde ismi geçmedi. Efendim yok şöyle oldu, yok böyle olduydu da falan filan, geçin beyler, bayanlar, bunları geçin, aklımızla alay etmeyin. Atalar "Çoban isterse tekeden süt sağar" sözünü boşa söylememiştir herhalde.
Prof. Dr. Halaçoğlu tam Çelebi bir beyefendidir. Benim zat-ı alilerinin sahip olduğu akademisyen ve olgun şahsiyetlerinden burada bahsetmem boş yere bu satırları meşgul etmemin yanında okuyucularımın da haksız vakitlerini almam anlamına gelir. Dürüstlüğü, doğruluğu ve beyefendiliği kamuoyunca bilindiği gibi herkes tarafından da ziyadesi ile bilinmektedir.
22 Mayıs Salı günü İYİ Parti'nin Antalya'da mitingine ben de katıldım. Halaçoğlu Bey ile bir gün önce izin alarak bu durumu anlatan bir pankartı mitingde Genel Başkanımın görebileceği bir yerden açacağımı söyledim. Kendileri "Benim için isteyen istediğini yapabilir" mealinde konuştular. Mitingin başında kürsüye yaklaşabileceğim son noktaya kadar yaklaştım ve daha önce hazırladığım "HALAÇOĞLU yanlışını DÜZELTİNİZ" pankartını açtım. Okudular "İndir o pankartı kardeşim" diyerek konu üzerinde açıklama yapma gereği duydular. Ben de kendilerine el sallayarak ve selamlayarak vücut dili ile hürmetlerimi naçizane bildirdim ve asla bir daha pankart açmadım. Zira mesaj yerine ulaşmıştı, tekrarı bana yakışmazdı.
Hepinizin bildiği gibi 27. Dönem İYİ Parti Antalya Milletvekili aday adayıyım. Sakın ha bu haklı tepkimin listeyle bir alakası yoktur. Eğer listenin en başında da olsam bu konudaki haklı tepkimi pankart ile değil on kelimeyi geçmeyen yazılı bir not ile hangi ortamda olursa olsun bildirirdim. Bundan en küçük bir kuşkunuz olmasın. Beni tanıyanlar bilir. Eğilip bükülmeyeceğimi, dalkavukluğun, ikiyüzlülüğün vs. lügatımda asla ve kata yazmadığını herkes bilir, bilmeyenler de lütfen böylelikle öğrensin. Merhum Bölükbaşı'nın dediği gibi "Bayrak direği gibi dim dik", evet aynen öyleyim. Doğru bildiğimi her ortamda her fırsatta haykırırım. Ucunda ölüm dahi olsa.
Halaçoğlu Bey ile dün akşam 20 dakika telefonda görüştüm. Bu pankartı imzalayıp zat-ı alilerine hediye etmek istediğimi söyledim. Memnuniyetle kabul ettiler. İlk fırsatta ileteceğim. Bu satırları kaleme aldığım 23 Mayıs saat 17.30'a kadar süper yanlış dahi demek hafif kalacak olan hatanın telafisi mümkündür. Bekliyorum, çünkü İYİ Parti'mizin yurt içi ve yurt dışından aranan telefonlarla telefonu kitlendi. Lütfen daha söze gerek var mı? Yukarıda belirttiğim gibi "Çoban isterse tekeden süt sağar", dahası ölümden başka her şeyin çaresi bulunurmuş.
Bir başka önemli konu ise Milletvekili aday adayı olarak haklı tepkimi Genel Başkanıma demokratik yollardan ilettim. Buradan hodri meydan diyorum. AKP, MHP, CHP'den vs. milletvekili aday adayları da elbette rahatsız oldukları konu vardır, birbirimizi kandırmayalım, liderlerine benim gibi alanen tepki versinler, tabi yürekleri yetiyorsa.
Şunun da özellikle bilinmesini isterim. 24 Haziran seçimlerinde sahip olduğum her türlü imkan ile cansiparane partimiz İYİ Parti için çalışacağımın da bilinmesini istirham ederim.
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Aday adaylığım süresince yaşadıklarımı ve çok önemli konuları dosdoğru anlatan, seçim sonrası kitap haline getireceğim. Neler neler yaşadım bir bilseniz a dostlar.