O kelimeyi söyleyemezsiniz

Ben Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı değilim… Benim onu savunmama gerek yok… Zaten savunulmasına da gerek olduğunu düşünmüyorum. Ancak ağzınızı her açtığınızda onun şahsına yaptığınız hakaretleri duydukça vicdanım harekete...

Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı değilim…
Benim onu savunmama gerek yok… Zaten savunulmasına da gerek olduğunu düşünmüyorum.
Ancak ağzınızı her açtığınızda onun şahsına yaptığınız hakaretleri duydukça vicdanım harekete geçiyor. Siz, Kılıçdaroğlu’na dil uzattıkça içimden “Yok artık, bu kadar da olmaz”, “Bir başbakana böyle bir dil yakışmaz”, “Hakaretin bini bir para” diye konuşup duruyorum.
Niğde’de konuşurken son tanımlamanız da size hiç yakışmadı, dediniz ki:
“Olsa olsa ondan kaset tüccarı olur.”
Daha önce söylediklerinizi de yazalım da, sonra hep birlikte oturalım düşünelim, bu üslup bir başbakana ne kadar yakışıyor?
Kılıçdaroğlu’na her seferinde bir başka tanımlama ile seslendiniz:
- Genel Müdür…
- Senin çapın ne, gramın ne?
- Esad’ın avukatı…
- Bahtsız Bedevi…
- Beceriksiz…
- Basiretsiz…
Ağıza alınmayacak her türlü hakaret dolu cümleleri kullandınız, kullanıyorsunuz. Bir grup toplantısında ise dayanamadınız ve bağırdınız. Sordunuz Kılıçdaroğlu’na, “Nesin sen?” diye…
***
Seçim sathı mahallinde giderek dozu artan, ayrıştıran, kavgaya zemin hazırlayan, ötekileştiren bir siyasi üslubun bu ülkeyi yönettiğini söyleyen ve tam 12 yıldır iktidarda bulunan bir kişiye yakışıp yakışmadığının takdirini millete bırakıyorum.
Ancak şu soruları da sormadan edemiyorum:
- Siz hiç Kılıçdaroğlu’nun adının küçücük bir yolsuzlukla anıldığını söyleyebilir misiniz?
- Siz hiç Kılıçdaroğlu’nun insanları, insanlara düşman eden bir üslup takındığına ve insanları ötekileştirdiğine tanık oldunuz mu?
- Siz Kılıçdaroğlu’nun oğlunun adını biliyor musunuz?
- Oğlu ve iki kızının isimlerinin herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük bir yana torpil ile anıldığını duydunuz mu?
- Kemal Bey’in ağabeyinin İzmir’de inşaatta bekçilik yaptığını duydunuz mu?

***
Dedim ya avukatı değilim. Zaten savunmaya da gerek olmadığı kanısında olduğumu yineleyeyim.
Geçenlerde Soner Yalçın yazdı. Başlığı aynen şöyleydi:
- Kılıçdaroğlu da çalıyor…
İnternette en çok tıklanan haberlerden biri olmuş. Tıklayan tıklayana… En çok da “Kılıçdaroğlu acaba ne götürdü”, “Kılıçdaroğlu’nun evinde de sıfırlama işlemleri mi var?”, “Para sayma makinaları ve kasalar mı çıktı?” diye haberi tıklamışlar.
Bunların büyük bölümü, “Çalıyor ama çalışıyor” felsefesini benimsemiş kadrodur. Bu kadronun “bizimkinin adını ağzına doluyor da acaba o ne çalıyor” diye meraklananlardan oluştuğu vurgulanıyor.
Yazıyı okuduğunuzda karşınıza çıkan hiç de sürpriz değil…
Kılıçdaroğlu’nun oğlu Kerem, müzisyen. Bateri çalıyor.
***
Kılıçdaroğlu’na karşı ne kadar hakaret dolu sözcükler söyleseniz de, onun için söyleyemeyeceğiniz o kelime ne yazık ki sizin ve evlatlarınızın boynuna asılmış yaftadır.