Yaptığı işi, severek, içinden gelerek yapan insanları, oldum olası çok takdir etmiş, çok sevmişimdir.
Elbet bu özellikleri taşıyan pek çok insan vardır ama ben bugün size Alanya Dim TV’nin Genel Yayın Müdürü Ceren Şahin’i anlatacağım.
İyi bir gazeteci, iyi bir habercidir Ceren Şahin.
İçinden gelerek, severek (sevmekten de öte kendini kaptırarak) yapar, yaptığı işi.
Yaptığı her haberin öznesi olur, noktası, ünlemi olur.
Öylesine bütünleşir ki yaptığı haberlerle, o haberlerin içinden biri, bir parçası olur.
“Ben haberciyim, bana haberin haber boyutu lazım” demez; o haberin, yaşadığı kentte yaratacağı tahribatı düşünür, ona dertlenir.
Gözyaşlarıyla beni aradığı günleri bilirim; “Abi, Tosmur Sahillerindeyim, gel de gör burada ki rezaleti…” diye…
Takılırım bazen; “kızım sen çevreci değilsin, sen habercisin, yap haberini geç git!.”
Alınır, der ki, “Haberci olmasına, haberciyim de ben de en az sizler kadar yurtsever, en az sizler kadar çevreciyim…”
* * *
Bu özel bilgiyi şunun için dillendirdim.
Bu kentin, Ceren gibi havasına, suyuna, taşına toprağına, sahiline, kumuna sahip çıkan gazetecilere gereksinimi var.
Ceren Şahin, biz çevrecilerin eli, kolu, gözü, kulağı, dili, her şeyi…
Geçtiğimiz Cuma günü beni aradı Ceren, “Abi, duyumlarıma göre Alanya Belediyesi, deniz üzerine mahmuz dedikleri mendirekleri yapmak üzere düğmeye basmış. Harıl harıl mahmuz kalıpları yapılıyor. Dönüşü olmayan bir yola girilmek üzere. Ben konunun uzmanı bilim adamlarına da ulaştım. Onları konuk edeceğim programımda. Siz ne yapıyorsunuz? Neredesiniz?...” dedi, çığlık gibi bir ses tonuyla.
“Hastanedeyim…” dedim.
“Böyle bir zamanda hastalanmanın sırası mıydı” ses tonunda; “geçmiş olsun” dedi ama canı sıkılmıştı.
Ama biliyordum ki, yılmayacak, dişe diş mücadele edecekti.
Nitekim, Cumartesi günü Yeni Alanya Gazetesinde yaptığı haberlere şöyle bir baktım, etkilenmemek, takdir etmemek mümkün değildi; yine güzel bir iş çıkarmıştı.
Güvenimi yine boşa çıkarmamış, yine gururum, yine övüncüm oluştu.
Her zaman olduğu gibi yine büyük bir çaba göstermiş, MHP’nin ittifak ortağı AKP’li meclis üyelerine ulaşmış, o üyelerden Alper Birer’in canlı görüntüsü eşliğinde konuya ilişkin demecini almış; bu demecin, sağını solunu diğer yetkili ve etkili kişilerin demeçleriyle sağlamlaştırmıştı.
Bununla da yetinmemiş Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Doğan Yaşar’ın ağzından “Mahfuz katliamdır” demecini canlı olarak almıştı.
Ceren Şahin, biz çevrecilerin yine övüncü ve gururu olmuştu.
* * *
Rahatsızlığım nedeniyle, Ceren Kızımın çağrısına uyup, proğramına katılamamıştım.
Konu buraya kadar gelmişken, kendisine omuz vermek açısından köşemden katkıda bulunmak; Adem Başkana buradan seslenmek istiyorum.
Yapmayın Sayın Başkanım, lütfen yapmayın.
Vazgeçin şu “mahmuz mendirek” işinden.
İyi niyetiniz konusunda en ufak bir kuşkumuz yok ama inanın, bu konuda sizi yanıltıyorlar.
Doğaya yapacağınız bu müdahale, telafisi mümkün olmayan sonuçlar verecek; sahillerimizin kum dengesini tümden bozacak, korkunç bir görüntü kirliliği yaratacak.
Konunun uzmanı bilim insanlarına danışın, benzeri bilgileri alacaksınız.
Yapmayın.
Lütfen yapmayın.