DEĞERLİ
okurlar, sanırım Can Yücel’in bir şiiriydi.
İlginç geldiği için sizinle paylaşmak istedim.
Şiirin adını da bilmiyorum.
Sosyal medyadan aldım.
Bu şiir, bundan kırk, elli hatta atmış yıl öncesini anlatıyor olmalı!
Nerelerden nerelere geldiğimizi anlatması bakımından çok anlamlı.
Dünya hızla gelişip değişiyor.
Türkiye de büyük ölçüde değişti.
Toplum olarak biz mi?
Biz de inanılmaz bir biçimde değiştik.
Yaşam standartlarımız şu ya bu nedenlerden dolayı büyük ölçüde tavana vurmak üzere!
Bunda, toplum dinamiklerinin önemli rol oynadığını söylememiz mümkün.
Siyasileri ne kadar eleştirirsek eleştirelim, gene de bu gelişim ve değişimde kimi siyasilerin özellikle de bazı liderlerin “Yiğidi öldür ama hakkını yeme” sözünden yola çıkarak, ciddi katkılarının olduğunu da itiraf etmeliyiz.
Bu gelişim ve değişimde, teknolojinin bugün geldiği nokta, insanoğlunun küresel anlamda yaşam standardını yükseltmede belirleyici olurken, kimi ülkelerde, özellikle de geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde, insan-insan ilişkilerinde büyük ölçüde yıpranma yaşanırken, insanları insanlıktan çıkarttığı da bir gerçek.
Bunun en somut göstergesi de, ülkemizdeki, her tür saçma sapan eylemler, siyasi kutuplaşmalar, cinayetler, soygunlar, vurgunlar.
Sanırım bu rezilliğin nedeni de, büyük ölçüde, hem sonradan görme, hem de kolay yollardan her şeye sahip olma hırsı ve ihtirası gibi geliyor bana!
Konuyu uzattıkça uzatıp bu güzel şiiri neredeyse unutuyorduk.
Şiir şöyle:
“Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize,
Ne her gördüğümüzü isterdik,
Ne de her istediğimiz olurdu,
Ama bunalımlara girip çıkmazdık,
Ertesi gün unuturduk,
Bir giydiğini bir daha giymemek,
Önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize,
Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik.
Hani bir kıyafetin miras gibi,
Büyükten küçük kardeşe kaldığı günler,
Sökülenin atılmayıp dikildiği,
Yıprananların yamalarla saklandığı günler,
İşte bu yüzden her anne iyi bir terzi ve her baba, Yenilerini alamadığı için içi biraz buruk olurdu,
Ama modayı yine de takip ederdik biz,
Mesela; ipten kemerlerimiz,
Çoraplardan eldivenlerimiz vardı,
İşte bu yüzden ekmek ve emek,
Bizim için nimettendir,
Kaybetmemek için sıkı sarılırız,
Ekmeğimize de, sevdiklerimize de.