BİLDİĞİNİZ
üzere artık 2019 yılında yapılacak seçimlere yaklaşıyoruz ve bu da bizler için büyük önem arz ediyor.
Yerel ve genel seçimlerle birlikte Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin de aynı yıl yapılıyor olması, ülkemizin bir dönem politikalarını belirlemesi bakımından oldukça kritik bir önem oluşturuyor.
Cumhuriyeti kuran parti olarak Cumhuriyet Halk Partisi, aynı zamanda sosyal demokrat değerleri de sahiplenerek, hem demokrasiyi hem de sosyal devlet anlayışını sonuna kadar savunuyor.
Buna karşın, ülkemizin geldiği noktada, kalkınma ve adalet, temel insani değerler üzerinde politika yapılması gerektiği yerde, dış güçler, terörizm gibi bizi ileri götürmeyecek günlük popülist politikalar devam ediyor.
"Popülist" demek zorundayız, çünkü iktidarın mevcut söylemleri bir çözüm içermiyor, vatandaşın günlük sorunlarına yönelik bir kolaylık getirmiyor.
***
İşte bu noktada şu sorudan başlamak gerekiyor: "Neden Sosyal Demokrasi?"
Bizlere de Cumhuriyet Halk Partisi’nin resmi ideolojisini ve bu ülke için en önemli farkını oluşturan sosyal demokrasiyi açıklamak düşüyor.
Ancak en başta ifade etmemiz gerekir ki, 100 yılı aşkın süredir kitaplar boyunca anlatılmış bir konuyu tek bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değil.
Bizler belli başlı örneklerle sosyal demokrasinin gerçek faydalarını göstermeye çalışacağız.
***
Sosyal demokrasi öyle güzel bir ideolojidir ki, küçük farkındalıklarla, zorlanmadan, fazla masraf yapmadan vatandaşın birçok sorununu çözebilir.
Genellikle sağ kökenli politikalar belli dengesizlik ve gelir farklılıklarına dayandırıldığı için, vatandaş da günlük hayatında farkında olmadığı birçok konuda aslında adaletsizliğe uğruyor.
Bunları ise ancak anlatıldığı zaman hatırlıyor. Birkaç örnek verelim.
***
Sosyal demokraside devletin hizmet olarak verdiği belgelere maliyetinden fazla para vermezsiniz.
Örneğin kimlik bedeli olarak 16 TL, pasaport defter bedeli olarak 94 TL ve ehliyet bedeli olarak 117 TL ödemezsiniz.
Bu malzemelerin maliyeti ancak cüzi miktarlardır.
Yani sosyal demokraside, sırf vatandaş olduğunuz için ve almak zorunda olduğunuz evraklar için fazladan kâr edecek bir ödeme yapmazsınız.
Paranızı kendi isteklerinize saklarsınız.
***
Sosyal demokraside enerji gibi kritik sektörlerde özel sektörün tekelleşmesini göremezsiniz.
Bu sayede sizi kâr etme amacı olarak gören şirketlerle paranızı kaptırmama yarışına girmezsiniz.
Örneğin, sırf açma kapama bedeli almak için alelacele elektriğinizi kesmeye gelen CLK görevlisi göremezsiniz.
Ya da elektrik borcunuzu ödemek için gidip kredi kartınızı verdiğinizde, size zorla iki taksit yapan, bu taksitler ile de borcunuza fazladan yüzde 3 vade farkı yansıtan bir CLK da göremezsiniz.
***
Sosyal demokraside maliyeti fazla olan köprü, otoban, viyadük gibi ulaşım çalışmalarında, maliyetin ayrıca vatandaşa yansıtıldığını göremezsiniz.
Devletin her türlü hizmetinden, zaten vermiş olduğunuz vergiler sayesinde faydalandığınız için ek ücret ödemezsiniz.
Yani köprülere afaki paralar ödemezsiniz.
Ülkenin kalkınması ve yeni yatırımlar yapılması için zorunlu olsa bile, en fazla köprünün bakım masrafını karşılayacak cüzi ücretler ödersiniz.
***
Sosyal demokraside otomobillerde olduğu gibi yüzde 140’lara varan vergiler de göremezsiniz.
Devlet, sizin almak istediğiniz bir mal üzerinde kendisine dahi olsa haksız çıkar sağlayamaz.
***
İşin özü, sosyal demokraside daima üreten ve dürüst olan daha fazla kazanır ve ülkede kimse aç ve açıkta bırakılmaz.
İşte, 2019’da oylayacağımız konulardan birisi de bu.
Ya zengin ile fakir arasındaki farkın açılmasını, iktidarda kim var ise ona yakın kesimin gittikçe daha fazla zenginleşmesini kabul edeceğiz, ya da daha zengin olmanın tek yolunun daha çok çalışmaktan geçtiğini benimseyeceğiz.
Unutmayalım ki, en iyi kalkınma öncelikle elimizdekine sahip çıkmakla ve onun için verilmiş olan emeğin değerini bilmekle çıkar.
Hepinize saygılar sunuyorum.