Ne turist koluymuş be!

BAŞKANLIĞINIyaptığı turizm toplantısının detaylarını basın aracılığı ile kamuoyuna anlatan Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven, 'Bizi bekleyen hassas sezonda her turisti yine Alanya'ya gelmesi için memnun göndereceğiz. Turiste...

BAŞKANLIĞINI

yaptığı turizm toplantısının detaylarını basın aracılığı ile kamuoyuna anlatan Alanya Kaymakamı Dr. Hasan Tanrıseven, “Bizi bekleyen hassas sezonda her turisti yine Alanya'ya gelmesi için memnun göndereceğiz. Turiste yönelik en küçük taciz bile cezasız kalmayacak” demiş.

***

Tanrıseven, açıklamasının devamında şunları söylemiş: “Polis, jandarma, Alanya Belediyesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi temsilcilerinin de yer alacağı bir komisyon 24 saat kameralı denetim yapacak. Turiste yönelik çığırtkanlık ve benzeri tacizler artık tarihe karışacak. Esnaf, bindiği dalı kesmemek için turisti rahatsız etmesin. Aksi halde önce dükkanını kapatacağız, tekrarı halinde ruhsat iptaline kadar uzanan cezalar uygulayacağız. Turist rahat ederse, hem Alanya, hem de esnaf kazanır.”

***

Bravo! Kritik sezon öncesi, esnafa “sarı kart” niteliğinde güzel ve yerinde bir uyarı.

Peki, otelciye, sahil büfecisine, barcıya ve diskocuya bir uyarı yok mu?

***

Misal, otelciye, “İşletmenize gelen misafirlerinize her şey dahil adı altında beşi beş para etmez yiyecekler vermeyin" demek, diskocuya barcıya, "Merdiven altında imal edilen sözde alkolden, sözde meşrubattan müşterinize içirmeyin” demek yok mu?

***

Niye böyle söylüyorum, çünkü biz bu filmi daha önce tam 15 sene boyunca evirip çevirip izlemiştik.

***

Anımsayın.

1999-2014 yılları arasında Alanya Belediye Başkanlığı yapan “otelci” ve “turizmci” olan “avukat” Hasan Sipahioğlu, mutlaka her sezonun başında esnafa ince bir ayar verir, “Turisti kolundan çekmeyin, rahatsız etmeyin, yoksa külahları değişiriz” derdi.

***

Görülen o ki, “Hasan” Sipahioğlu’ndan sonra “Hasan” Tanrıseven de turizm sezonunu turistin kolundan çekiştirilme bağlamında, bu perspektifte ele almış.

***

Demem o ki, Alanya olarak 15 sene önce “turisti kolundan çekiştirmeyin” ile başlayan turizm projeksiyonumuzu 15 sene sonra geldiğimiz bu noktada hâlâ “turisti kolundan çekiştirmeyin” ile sürdürüyorsak, vah bize, vahlar bize!

“Ölmüşüz de ağlayanımız yok” desem, acaba fincancı katırlarını ürkütmüş olur muyum?


***

ERHAN ÖZDEMİR MESELESİ

Dünkü makalemde “Isparta’ya Vali Yardımcısı olarak gönderilen “eski” Alanya Kaymakamı Erhan Özdemir’in atanma sürecinde her iki telefonum da çok yorulmuş, şimdi ikisi de bir süre dinleniyor” diye yazınca ve köşe yazımı Facebook’ta paylaşınca birbirinden ilginç yorumlar geldi.

Misal, Hüseyin Yılmaz adlı bir takipçim, “Her iki Kaymakam da sabahçı öğleci öğrenciler gibi mesai yapsın” deyip “izahı olmayan” bu durumun mizahını yaptı.


***

AKP’li Mehmet Ali Kiriş, “Dinlesinler telefonunu, belki biraz halk ne diyor, nelerden ve kimlerden şikayetçi, haberdar olurlar” diye yorum yaptı.


***

Avukat Mehmet Tığlı, “Arada bir, bir de Allah’ı dinleseler” deyip manevi duygulara vurgu yaparken,

AKP’den geçmişte milletvekili aday adayı da olan Mustafa Kemal Tongur, “Acaba bir de Mahmutseydi Mahallesi’nin çocuklarını ÖHEP Koleji’nde okumayı neden kaldırdı? Volvo, Ford, Wolksvagen ve Audi’yi ne şekilde aldı? Onları da araştırıp yazsanız iyi olur” deyip konuya kendince kriminal bir boyut kazandırdı.


***

Tabi dayanamadım, ben de Tongur’a hitaben şunları yazdım: “Sayın Tongur. Araçları şahsına mı aldı? Alıp evine mi götürdü? Keşke araba almayıp Hükümet Konağı'nın yerine AK Saray yaptırsaydı. Bildiğiniz ve bizim bilmediğimiz şeyler varsa paylaşın lütfen. Siz hacısınız, Allah kabul etsin. Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz. Lütfen paylaşın kolej meselesini, arabaları. Zırvalamadığınızı hemen ispat edip susturun beni! Rica ediyorum.”

***

Pazartesi günü saat 20.00 sularında sosyal medyada yazıp çizdik bunları, karşılıklı olarak.

Fakat benim “Zırvalamadığınızı hemen ispat edip susturun beni!” dememe rağmen Tongur’dan herhangi bir yanıt gelmedi.


***

Baktım ses seda yok, yorumların sonuna şu cümleyi ekleyiverdim: "Eskiler ‘Düşman kör nişancıdır. Asıl, dost nereden vuracağını iyi bilir’ demiş. Memlekette kör nişancı bol. Asıl mesele, biz sevinsek mi, Sayın Erhan Özdemir üzülse mi, bilemedim, henüz hedefi on ikiden vurabilecek bir 'dostu' çıkmadı. Demek ki etraf kör nişancıyla çevrili.”


***

Sizin anlayacağınız, Kaymakam Özdemir’in neden gönderildiği ile ilgili hiç kimse şöyle elle tutulur somut bir gerekçe ortaya koyamıyor.

Ve bu konuda sessiz kalınan her gün, Özdemir’in haklılığı bir parça daha perçinleniyor.

Sahi, Özdemir neden gönderilmişti?

Var mı buna yanıt verebilecek bir babayiğit?


***

PARANIZ MI YOK KARDEŞ!

Gidip görmedim, bir dosttan duyup üzüldüm. İnşallah doğru değildir. Alanya'da Belediye Çay Bahçesi'nin kenarına "Balmumu Heykel Müzesi" açılmış. İçinde dünyanın pek çok yaşayan veya merhum ünlü devlet adamı, hatta bir eşek heykeli bile varmış, bir tek Atatürk yokmuş. Malum, bahar aylarına girdik, ben böyle havalarda hemen hasta olurum. Diyeceğim o ki, adamı hasta etmeyin, parası neyse, en acilinden Atatürk'ün de balmumu heykelini yaptırıp en güzel köşeye yerleştirin. Paranız yoksa haber verin, kaç paraysa söz ben vereceğim. Bu durumdan Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'in bilgisinin olduğunu sanmıyorum. Zira bunu duysa müzeye izin vermezdi.