Mutfağı doğru tasarlamak

Yaşam tarzımızı neden mi değiştirelim? Amerika Birleşik Devletleri'nde hafif şişman ve şişmanlık oranı yüzde 65'dir ve her yıl toplam nüfusun yüzde 1'i şişmanlayarak oranın daha da artmasına neden olmaktadır. Sağlık...

Yaşam tarzımızı neden mi değiştirelim? Amerika Birleşik Devletleri’nde hafif şişman ve şişmanlık oranı yüzde 65’dir ve her yıl toplam nüfusun yüzde 1’i şişmanlayarak oranın daha da artmasına neden olmaktadır. Sağlık harcamalarının da yüzde 5.5 ile yüzde 7.8’i şişmanlık tedavisine ayrılmaktadır. Görüldüğü gibi çığ gibi büyüyen bu sorunla mücadele etmenin en iyi yolu da yaşam tarzımızı değiştirmemizdir. Tam burada sorulması gereken iki önemli soru var. Birincisi, yaşam tarzımı değiştirmek kolay mı? İkincisi ise bugüne kadar kazandığım alışkanlıları nasıl olumlu hale getirebiliriz? Belki bu sorulara hızlı yanıt bulmakta zorlanabiliriz ama yapacağımız düzenli ve köklü değişiklikler ile yaşam tarzımıza kesin çözümler de üretebiliriz.
Besin alımını etkileyen birçok faktör, yaşam tarzımızda değişiklikler yapılmasının daha kalıcı sonuçlar verdiğini göstermektedir. Yaşam tarzı değişikliği teriminden anlamamız gereken; fiziksel aktivite ve besin alımının kaydedilmesi, istemeden yemek yemeyi başlatan unsurların ortadan kaldırılması, olumlu yeme davranışının devamlılığının sağlanması olmalıdır. İşte burada yemek yemeği başlatan unsurları iyi bilmek ve bununla baş edebilme yeteneğini geliştirmemiz gerekiyor. Yemeği hızlı bir uyaran ile başlatan evin en gözde mekanı olarak mutfak dikkatli bir şekilde tasarlanmalı ve içerisine konulacak tüm mutfak aletlerinin bir anlamı ve sağlık açısından pratik çözüm getirecek nitelikte olmalıdır.
Kilolu bireylerde en çok yapılan yemek yeme davranışlarına bağlı yanlışlara bakıldığında; öğün atlamak, öğün aralarında yüksek yağlı yemek yeme, karbonhidrat içeren yiyecek ve içeceklerin daha fazla tüketilmesi, hızlı yemek yeme, yemek pişirmede kızartma yönteminin çok fazla kullanılması, alkol ve şekerli içecek tüketiminin artması olarak belirlenmektedir. Burada evin mutfağına şöyle bir görev düşmektedir. Hızlı yemeği azaltacak, kalorili yiyecek yapımını engelleyen ve de huzur sağlayan bir mekan olmak…
Peki, hem sağlıklı olmak hem de fit kalmak için bir mutfağı nasıl tasarlamalıyız? Öncelikle renkler bir mutfak için oldukça önemlidir. Yemek yemeği çağrıştırmayan ve dinginlik ile huzuru bir arada veren beyaz en doğru seçim olacaktır. Ne kadar aç olarak eve gelseniz de bembeyaz bir mutfağa kendinizi attığınızda aşırı açlıktan eser kalmayacaktır. Beyaza en doğru kontrast yapılacak mutfak dolabı rengi metalik renkler olmalıdır. Tezgah beyaz ve dolaplar beyaz ve metal karışımı kombinasyonlar yapıldığında sinir sistemi uyarılarak açlık kendiliğinden azalmakta mideden uyarı ile gelen “yemek yemelisin sinyalleri” kendini tamamen hafif tokluğa yerini bırakmaktadır.
Sağlıklı bir mutfakta masanın bulundurulmaması en doğru seçimdir. Mutfakta masanın olması her an yiyeceğin hazırlanıp kısa sürede yenilmesine olanak sağlayabilmektedir. Veya üzerinde sürekli yiyecek bulundurulması mutfağa ilk girildiğinde lezzetli kurabiye veya mis gibi kokan bir keke doğru ilerlememizi sağlayabilmektedir.
“Yenecek ne var?” sorusuyla, damak tadı, besinin lezzeti, yemeğin tadı ve kokusu, servis şekli ve ısısı besine karşı duyarlılığı artırmakta, miktarı düşünülmeden hızlı ve bir an önce bitirme kaygısıyla yemek yeme eylemi gerçekleştirilmektedir. Görüldüğü gibi yemek yeme davranışını yönlendiren sadece fizyolojik gereksinim değildir. Sosyal konum, yaşam şekli, ekonomik koşullar ve çevresel etmenlerden en önemlisi olan evimizdeki mutfağın düzeni gibi birçok etmene bakıldığında şişman bireylerde yeme davranışında değişiklik yapılması için bazı kuralların sıkı uygulanması gerektiğini göstermektedir.
Bu nedenle yiyeceğin lezzetini korumak ve mutfakta yemek yerine daha fazla hazırlık yaparak onu hazırlamak için çok fonksiyonlu fırın olmalı ancak mikrodalga olmamalıdır. Çünkü yemeğimizi hazırlama ve pişirme fırında en az 45-60 dakikamızı alırken mikrodalga ile maksimum 10 dakika da hazırlanabilmektedir. Aslında kolaylıkmış gibi görünen bu durum hızlı yemek yemeği tetikleyebilir.
Mutfakta bardaklar su bardakları 200-250 mL, kaseler 300-400 mL, kaşıklar küçük boy ve tabaklar ise orta boy olarak tercih edilmelidir. Çünkü bir bireyin kilo almasına neden olan en büyük neden porsiyon miktarlarıdır. Günümüzde bardak, kaşık ve tabakların boyutları düşünüldüğünde sadece 1 tabak yemek yemiştim neden kilo alıyorum sorusu ile aklımızı karıştırmak yerine küçük boyutlarını mutfakta bulundurmak en doğrusudur.
İyi bir mutfak düzeni bireyleri aşırı yemekten uzaklaştırır, daha farklı düşünerek sağlıklı yemek yemeğe yönlendirebilir. Küçük ayrıntılar daha az kalori almamızı sağlar ve böyleye her şeyi porsiyonunda yiyerek çok daha uzun, kaliteli ve sağlıklı yaşamamıza neden olur.