Temizlik imandandır, sözü boşuna söylenmemiştir. Müslümanın, evi, sokağı, mahallesi kasabası yani oturduğu, yaşadığı her yer temiz olmalıdır. Şunu ayrıca belirtmek isterim, bugün camilerimizin de bu temizlikten nasibini alması gerekmektedir. Bu hususta cemaatin de duyarlı olması, camiye ıslak ayakla ve çorapsız girmemesi icap eder. Çünkü, çıplak ayakla ve çorapsız girildiği takdirde, kişinin ayağındaki mantar ve sair hastalıkların diğer kişilere sirayet etmesi ihtimali büyüktür. Bu da hem günah, hem de insani münasebetler açısından sakıncalıdır.Allah (cc), Bakara Suresi'nde “Şüphesiz Allah çok temizlenenleri sever” buyuruyor. Maide Suresi'nde de Yaradan’ımız, namazdan önce abdest alınmasını, cünüplük halinde ise gusül abdesti alınmasını buyurduktan sonra; “Fakat O sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz” ve "Orada temizlenmeyi seven kişiler vardır. Allah da çokça temizlenenleri sever" diye buyuruyor ki, Mevla’mız biz kullarına temizliğin önemini açıkça beyan etmektedir. Diğer taraftan, Peygamberimiz (sav) de, kılık kıyafetini kirli gördüğü bir kişi hakkın da "Şu adam elbisesini yıkayacak kadar bir şey bulamıyor mu?" diyerek memnuniyetsizliğini belirtmiş olup böylece kişisel bakımın önemini vurgulamıştır.20 Ocak Cuma günü Hacıkura Camii'nde değerli hocamız Ahmet Öge, "İslam'da temizlik" başlığı altında Dr. Şaban Erdinç tarafından hazırlanan hutbeyi okudular. Öteden beri, bazı kişilerin bilhassa yaz aylarında, ayaklarını yıkadıktan sonra, çıplak ayakla camiye girerek çoraplarını giymeden en ön safta namaz kıldıklarına çok kez şahit oluyoruz. Her caminin girişinde, “Islak ayakla, çorap giymeden camiye girmeyiniz” ikaz yazısına rağmen bu uyarıya riayet edilmemektedir.Bu hutbeden esinlenerek, ben de bu hususa kısaca değinmek istedim. Acı aynı zaman da utanç verici bir söylem vardır. Deniyor ki, batılılar İslam’ın iyi taraflarını almışlar, kendilerinin kötü adetlerini bize kakıştırmışlar. O ülkelerde temizliğe çok riayet edilmektedir. Gerçekten, Avrupa’ya gidenler görmüştür, sokaklar pırıl pırıl İsevi’ler her fırsatta yıkanmakta, dişlerini fırçalamakta, evini en güzel şekilde temiz tutmaktadır. Ya biz ne yapıyoruz? Çöp kutusu iki adım ötede olmasına rağmen, yediği çıkının artığını, içtiği sigaranın boş kutusunu yere atmaktayız. Turistlerin çocukları bile, elindekini yere atmamakta, çünkü, anne veya babası derhal çocuğu uyararak çöp kutusuna atmasını sağlamaktadır. Ne demişler “Ağaç yaş iken eğilir”. Çok defa görmüşümdür çocuğu, elindekini yere attığı zaman ne annesi ne de babası en küçük bir tepki göstermediği gibi, maazallah ikaz etmeğe kalkıldığında ise karşıdaki kişiyi “sana ne” diyerek bir de tehdit etmektedir. Allah (cc) her kişinin temiz olmasını istediğine göre, artık bizlere düşen de O Yüce Varlığın emirlerini dikkate alarak, ruh ve beden temizliğine azami şekilde riayet edilmesini sağlamak olmalıdır. Zira, Müslümana yakışan bu değil midir?