Müslümanların sorunu (6)

HÜMANİST düşünür Spinoza, Ethica adlı eserinde şöyle der; Tanrı, şeylerin varlık nedenidir. Bu nedenledir ki; Tanrı'nın aklı bizim aklımızın hem özünün, hem de varlığının nedenidir. Öyleyse aklı bize vermesinin bir nedeni olmalıdır....

HÜMANİST

düşünür Spinoza, Ethica adlı eserinde şöyle der;

Tanrı, şeylerin varlık nedenidir.

Bu nedenledir ki;

Tanrı'nın aklı bizim aklımızın hem özünün, hem de varlığının nedenidir.

Öyleyse aklı bize vermesinin bir nedeni olmalıdır.

Burada bize düşen görev, aklı doğru kullanmaktır.

Aklı doğru kullanmanın yolu onu geliştirmekten geçer.

Akıl nasıl geliştirilir diye soracak olursak;

Allah (CC) bize bunun yolunu Kur'an'da göstermiştir.

Yüzlerce ayette "Düşünmeyecek misiniz?" diye sorar,

"Akletmeyecek misiniz?" der.

Aklı kullanmanın yolunun düşünmekten geçtiğini işaret eder.

Düşünebilmek için bilgiye ihtiyaç vardır.

Çünkü aklın kendisi gündelik olaylarla oyalanır.

Nefsin basit istekleriyle cebelleşir durur.

Sıradan bir hayvanın sıradan istekleridir bunlar.

Bir sokak kedisi de aynı arzularla hareket eder.

Doymak, uyumak ve üremekten ibarettir istekleri.

Dünya bu üç şey etrafında döner durur.

Bunlar için akıla ihtiyaç yoktur.

İçgüdü onları zaten yönlendirir ve idare eder.

Bir solucan dahi bunları rahatlıkla yapar.

Fakat aynı solucanın bilgiye ulaşma şansı yoktur.

İnsan dışındaki milyarlarca canlının da şansı yoktur.

Bilgiye ulaşabilecek tek canlı insandır.

İnsanın bilgiye neden ihtiyacı vardır?

İnsan niçin akıllı yaratılmıştır?

Bunun cevabını bize Kur'an-ı Kerim'in Bakara suresi verir.

Bakara suresinin 30. ayeti aklın sebebini şöyle anlatır:

"Ben yerde muhakkak bir halife yapacağım."

Bu bir Allah (CC) kelamıdır.

Arzusu yeryüzünde kendine halifeler yaratmaktır.

Düşünebilen, araştıran, öğrenen canlılar istemektedir.

Yeryüzünde kendisini temsil eden varlıklar arzu etmektedir.

Bunu yine Bakara suresinin 31. ayetinde açıkça söyler:

"Ve Adem'e bütün isimleri öğretti."

- DEVAM EDECEK -