ALANYA
halkı olarak 30 Mart 2014'ten bu yana yürürlükte olan Büyükşehir Yasası'ndan dolayı su faturalarını ödediğimiz Antalya Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz hafta sonu, yani Cuma, Cumartesi ve Pazar olmak üzere tam 3 gün boyunca Alanya'daki 102 muhtar dahil 800'e yakın muhtarı Kemer'deki lüks bir otelde misafir edince...
Ve bu ay, sadece bana değil, çevremdeki pek çok insana sanki hamam işletirmişiz gibi fahiş su faturaları gelince...
Dayanamadım, sosyal medyadan dün şu mesajı paylaştım...
"Muhtarları 5 yıldızlı otelde ağırlayın diye bugün 140 TL su faturası ödedim. Tebrikler."
Bu mesaja, sırf onlar da görsün diye, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'i, Büyükşehir Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney'i ve AKP İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu'nu da ekledim.
Öncelikle şunu söyleyeyim, muhtarların tatile gitmesi analarının ak sütü gibi helaldir.
Çünkü davet var, gidiyorlar.
Üstelik pek çoğu eşiyle, nişanlısıyla, çoluk çocuğu ile katılıyor bu tür "lüks" tatillere, pardon, istişare toplantılarına.
Dolayısıyla, ellerinde "muhtar mührü" olsa dahi, maddi olarak belki ömür boyu böylesine lüks bir otelde tatil yapamayacak olan insanların bu tür aktivitelere katılması onlar açısından iyi bir fırsattır. Ben olaya bu açıdan bakıyorum.
Alanya'da on binlerce su abonesinden toplanan paralarla kasası dolan Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin bizim muhtarları böyle lüks otellerde ağırlıyor olması güzel.
Ancak, otelin faturasını ödeyen biz iken, teşekkürü neden AKP'li Büyükşehir Belediyesi alıyor, anlamış değilim, bu bir.
İkincisi...
Bizim paralarla muhtarları toplayıp "Size her sene böyle tatil yaptıracağız" demek, haksız rekabet değil midir?
AKP'li Büyükşehir Belediyesi'nin, 60 bin seçmeni MHP'ye oy vermiş Alanya'dan Büyükşehir Yasası kılıfıyla topladığı paralarla tatil yaptırıp muhtarları tav etmeye çalışması etik midir?
Üçüncüsü...
Sosyal medya hesaplarında paylaştıkları fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere hepsi de bu kıyak tatillerden hayli memnun olan muhtarların, seneye de o otellerde konaklayabilmek için bilinçaltlarında AKP ile ilişkilerini nizami ölçülerde tutmak zorunda hissetmeleri mi sağlanmak istenmektedir?
Neyse...
Lafı fazla dallandırıp budaklandırmadan asıl meseleye gelelim.
Dün, bu yazının girişindeki mesajı paylaşıp altına pek çok yorum geldikten sonra dedim ki...
"Alanya'da muhalefet partisi yok gibi bu tür mevzuların eleştirisini yapmak da yine bize düşüyor."
Elbette basın olarak aklımıza takılan bu tür konuları bu sütunlardan irdeleyeceğiz.
Ama insan yine de merak ediyor.
CHP İlçe Başkanı Ali Takavüt neden suspus.
İl Yönetimi'ne Alanya'dan kimseyi sokamayan, bu da yetmezmiş gibi hem kendisi hem de Ömer Zavlak'ı Kurultay Delegesi yapamayan, üstelik İl Başkanı seçilen Semih Esen tarafından Alanya'dan Kurultay Delegesi yazılan Avukat Hayati Bora'yı da "Bizim haberimiz olmadan listeye girmesi şık olmadı" deyip eleştiren Takavüt'ün "yeni" ve "çiçeği burnunda" oluşuna mı verelim bu suspus tavrını?
Peki, 11 Ocak 2015'ten beri, yani aşağı yukarı 1 yıldır MHP İlçe Başkanı olan Hilmi Er, neden bu konuda konuşmuyor? Gerçi Hilmi Er sadece bu konuda değil, aşağı yukarı hiçbir konuda AKP'ye muhalefet etmiyor.
Buradan Antalya Büyükşehir Belediyesi Alanya Koordinatörü Hüseyin Güney ile AKP İlçe Teşkilatı'na müjdeyi ben vereyim bari.
Alanya'da, AKP Hükümeti'nin şehre yönelik icraatlarından son derece memnun bir muhalefet var, o yüzden hiçbirinin sesi soluğu çıkmıyor.
Hepimizin gözü aydın olsun.
Durmak yok, yüzde 49'a devam!