Yanılmaayorsam 70'li yılların sonlarına doğru bir bahar ve pazar günüüdü. Mollaosman camisinin garşısında esgi bi Alanya evi arkası portakal, ilimon, muşmala baccası. Alanyanın bozulmamış halı. Seerek seerek evler, huzurlu, çog eyi bi memleket. Alanya'nın galbur üsdü ağaları portakal ağaçlarının aralarına gurulmuş, sofralarda oturmuşlar sohbet ediyorurlar. Az hoca takımı taa ötede topluca yemek yeeyor. Dovalar ediliyor. İşgembe çorbası, etli bamya, etli gıymalı bolca maydunuzlu pilav, salata, ev paklavısı düünün menüsü. Ayrıca bi köşede, Arap Memed'in Ali Ağa'la İbraam ağa ırametliler kebab bişirirler, misler gibi tütü her yeri sarmış. Davulcu Iramazan, Foturafcı Hakkı'nın Necati, Zafer düğünün çalgıcıları. Bi ara aletirik kesildi, gelmeyinsire Iramazan geddi Harmandalı'nın Sabri Yöned'den ceneratör aldı geldi de düğün ööle devam eddi. Bu bahseddiim düğün kimin bili misiniz? Alanya'nın en beyefendi insanlarından biri olan ırametli Mollaosman'ın Mevlit Emmi'min oğlu Ercan Arıkan'ın düğünü. Üç gardaş bunlar, üçünün de isimleri kaafiyeli, Ercan, Ertan, Feruzan. Ertan ağa Gırbız gazisiidi, ırametli oldu. Hambal Kerim'in Husni ağa da, esgi zeereci, güyesi olur. Nerden nere. Laf lafı açınsıra asıl anladıcaam mevzuyu böön annadamadım. Yarın annadıvereem.
Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.