Modern fayton

Her şey modernleştiği gibi faytonlar da modernleşti. Geçen gün televizyonda program ararken TRT çocuk programında bir fayton dikkatimi çekti ve çok hoşuma gitti. Çünkü bu fayton bizim görmeye alışık olduğumuz atlı faytonlardan değil....

Her şey modernleştiği gibi faytonlar da modernleşti. Geçen gün televizyonda program ararken TRT çocuk programında bir fayton dikkatimi çekti ve çok hoşuma gitti. Çünkü bu fayton bizim görmeye alışık olduğumuz atlı faytonlardan değil. Her şeyi ile çok güzel süslü, tenteli, atları olmayan bir fayton , 4 tekerlekli ama tekerlekler dahi fayton tekerleği. Atlar yok ön kısma direksiyon, fren ve vites koymuşlar. Sürücünün yanına 1 kişi, arkaya da üç kişi binebilir yani 5 kişilik bir aile rahat binebilir.

Faytonu bilirsiniz 4 yanı açıktır, yaz günü üstündeki tenteler sayesinde hiç sıcak görmeden efil efil bir esinti ile şehrin her yerini aheste aheste en iyi şekilde, zevk ve ilgi ile izleyerek gezersiniz. Memleketin güzelliğini içinize yazarsınız. Turistler konuşmalarımızda her zaman bu sevimli binekten söz etmiş ve neden kullanılmadığını sormuşlardır. Biz fayton gezmesini çok seviyorduk ve ailecek kendi kendimize oluyorduk. Yapılan gezi treni de çok güzel oldu, onu seviyoruz.

Faytonların olmamasının veya eskisi kadar fazla olmamasının sebebi atlar yerleri kirletiyor diye mi, sıcak olduğu için bakamıyorlar mı? Ama (Göreme’de) yapılan bu çok güzel ve ilginç faytonun bu durumu yok ve turistin ilgisini çok çekecek. Turist her zaman yenilik ve ilginç şeyler arar. Alanya’da buna benzer 4-5 fayton olsa ne kadar ilgi çeker, çok güzel gezi turu olur.

Seneler evvel iki kez faytonda gelin ve damat gördüm, fayton gezisi yapıyordu, tahminimce yabancı bir çiftti, çok hoşuma gitti. Bir kere de tekne turu yapan turist gelin ile damat görmüştüm.

Çok eskiden hanımlar Alanya’da pazar alışverişlerini Cuma pazarında yapar, faytona binelerdi ve evlerine dönerlerdi. Bir kaç fayton vardı, bir de Mehmet Akman’ın faytonu vardı. Çok iyi bir insandı. Onun faytonuna binerdik. Her şeyimize yardım ederdi. Ailecek tanırdık. Bazı kişiler de pazar eşyalarını motosiklet ile eve yollardı. Herkes birbirinin evini bilirdi. Bu işi o zaman ‘Motorcu Şevket Abi’ dedikleri bir bey yapardı. Belediye otobüsü hiç yoktu, iki üç taksi durağı vardı, bizim taksi istediğimiz yer Erol Taksi idi. İki kardeş vardı, Harun ve Yakup. Onlardan direksiyon dersi almıştım, çok iyi insanlardı.

Bir faytonla başladık, anılar portakal çiçeği kokulu, dost canlısı halkla hatırladığım eski Alanya’ya kaydı ve gözlerim sulandı. Çünkü o günden bugüne çok sevdiğimiz insan ve değerleri yitirdik.

Hoşçakalın.