FATİH
Terim, son yıllarda teknik direktör olarak, Türk futboluna damgasını vuran en önemli aktörlerden birisi olarak, futbol camiasında yerini almış birisi.Kendisine “İmparator” denilirken, bir stadyuma da ismi verildi.Fatih Terim’in teknik direktörlüğünde Galatasaray UEFA Şampiyonu oldu.Türk Milli takımı ise dünya kupasında Dünya üçüncülüğünü Şenol Güneş’le kazandı.Olaya Milli takım penceresinden baktığımızda Şenol Güneş’in başarısını Fatih Terim henüz kazanabilmiş değil.Terim, Milli takımın başına üçüncü defa geldi.Milli takım, Terim’le EURO 2016 elemelerinde A Grubunda üç maçta bir puan alabildi.İzlanda’ya 3-0, Çek Cumhuriyeti’ne kendi sahamızda 2-1 yenilirken, Letonya gibi bir takımla deplasmanda 1-1 berabere kaldık.Böyle bir tablo ile bir başka teknik direktör karşı karşıya kalsaydı, medya o teknik direktörü topa tutardı.Terim gergin.Doğal olarak futbolcular da geriliyor.İnsanoğlunun zaman zaman basireti bağlanır, nutku tutulur, ne yapacağını, ne söyleyeceğini şaşırdığı olur.Genelde top oynayan insan, hangi yaşta olursa olsun çocuksu davranışlar içinde olur. Bir teknik direktörün çocuk psikolojisini çok iyi bilmesi gerekir.Bu da, pedagoji eğitimi almasını gerektiren bir konu.Yedek psikolojisi ile sahaya çıkan bir futbolcudan azami ölçüde verim almak pek mümkün olmaz.Bir futbol takımında ilk 11’de sürekli yer alan futbolcu sayısı ne kadar azsa, o takımın başarılı olma şansı o kadar azdır.Futbol, bireysel değil kolektif oynanan bir oyunudur.Bugün, milli takımımızda ilk 11’de yer alan futbolcularımızı sayamıyoruz.Milli takım yazboz tahtasına döndü.Bir futbolcudan verim almanın yolu, onu banko oynatmaktır.Anadolu takımlarında yıldızlaşan, üç büyüklere geldiğinde yedekte kalan futbolcuların form ve performans düşüklüğünün nedeni, yedek psikolojisine kapılıp kendilerine olan güveni yitirmelerindendir.Milli takımımızın başarılı olduğu dönemlere bakın, formda olsun olmasın, milli takım futbolcularına sürekli ilk 11’de yer verildiği dönemlerdir.Tabii ki maçtan maça teknik ve taktik gereği ve rakibin durumuna göre bazı değişiklikler yapılabilir ama bu hiçbir zaman futbolcuyu yedek psikolojisine sokmayacak bir biçimde yapılırken, bu değişikliğin nedenini futbolcunun bilmesi teknik direktörce bir biçimde sağlanır.Bir futbolcu, sahada topla buluştuğunda "Hocam ne der ki, ya da beni dışarı alır mı?" düşüncesine kapılırsa o futbolcunun rahat hareket etmesi, becerisini ortaya koyması mümkün olmaz.Son iki karşılaşmada Gökhan Töre her topu alışında belli bir kararsızlık içindeydi. Beşiktaş’ta oynadığı gibi rahat değildi.Arda ise, takımın banko oyuncusu olmanın avantajıyla, rahat hareket etti, topla fazla oynadı, gereksiz çalımlarla rakibin savunmaya takviye yapmasına neden olurken, fazla top kaybı yapmamasının nedeni de kendine güveniydi.Letonya maçında, Terim’in komik denecek hareketleri, saçma sapan açıklamaları, ceketini çıkarıp yedek kulübesindekilere fırlatması akıl alacak şeyler değildi.Bir lider, bir komutan ancak bu kadar kendini kaybedip şuursuzlaşabilir.Lider böylesine kendini kaybedince, futbolcudan nasıl başarı bekleyebilirsin ki?Sözün özüne gelince, Türk futboluna, özellikle de Türk milli takımına yazık oluyor.Türk milli takımı hatta bu son üç maçta yer alan futbolcularımız bu başarısızlığın sorumlusu değiller.Bence başarısızlığın tek sorumlusu Sayın Terim’in de itiraf ettiği gibi kendisi.