Bu hafta partilerin milletvekilliği aday listeleri Yüksek Seçim Kurulu’na verilecek. Listeler 22 Eylül günü ise kesinleşecek. Listeler yine liderlerin iki dudağının arasından çıktığı gibi netleşecek. Halk arasında sevilen, donanımlı vs. isimlerin önüne engel çıkarılarak adaylıkları engellenecek. İşin aslı bu ama lider ve yanındakiler, halka ve parti camiasına olayı farklı anlatacak, hem de ustaca yapılan manevralarla.
AKP bir menfaat birlikteliğidir. İçersinde öyle çok koalisyon var ki saymakla bitmez. Bu koalisyonun bir tarafı ile yakın bir geçmişte bağlar koptu. Büyük kısmından toplum haberdar değil ama eğer o sızıntı ortaya dökülmemiş olsa idi koalisyon devam edecekti. Son kongrede bazıları ekarte edildi. Milletvekilliği listelerinde bu budamalar devam edecek. Aslında Bülent Arınç bir şeyler söylüyor ama gerisini “Siz anlayın” demeye getiriyor. Herhalde anlayanlar anlıyordur. Yukarıda dediğimiz gibi AKP bir menfaat birlikteliğidir. Eğer bir gün bu birliktelik sona ererse ki erecektir de o zaman seyredin cümbüşü. AKP’nin aslında Genel Başkanı kim merak ediyorum.
CHP’de ise durum farklı. 7 Haziran’da “Önseçim” yapmakla övünüyorlar ama işin aslını bir bilseniz. Kesin kazanılacağı düşünülen seçim çevrelerinde kontenjanlara fazla yer verildi. Zira buralardaki bazı milletvekilleri karizmatik ve düzgün fikirleri olan isimlerdi, o halde onların önüne engel çıkarılmalıydı. Örnek Hatay’da önseçim yapılmadı. “Sen, sen” denildi. Refik Eryılmaz bağımsız aday oldu 18 bin oy aldı. Tabi CHP’nin 1 milletvekilliği altın tepsi içersinde AKP’ye hediye edildi. Hem de Kılıçdaroğlu ve şürekası tarafından. Kocaeli’de ise ön seçim yapılmayarak Hurşit Güneş’in önü kesildi. Teğmen Çelebi’ye İstanbul’dan kontenjan sözü verilerek önseçime girmesi engellendi ve listeye alınmadı. Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz, hem de istediğiniz kadar. Lütfen CHP’nin kontenjan adaylarına bakınız, kimleri görürsünüz kimleri. Çoğu yanlış isimlerdir ve CHP ile bir alakaları da yoktur. Dahası CHP’nin kurucu felsefesi ile ve ilkeleri ile de barışık değillerdir. Bu arızalı tiplere milletvekilliği hediye edilirken TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Şahin Mengü vs. vs. gibi isimlerin önseçime girmeleri dahi istenmeyerek adaylıkları engellendi. Oysa bu ayak oyunlarının yerine aday olmak isteyen herkese daha da kolaylıklar sağlanmalıydı. Ne olurdu CHP 7 Haziran’da Vatan Partisi, DSP gibi partilerle ittifak yapsaydı? İnşallah bu seçimlerde ittifak yaparlar.
MHP’nin hiç ama hiç hata yapma lüksü yoktur. Zira 1 Kasım seçimlerinin sonucunu büyük oranda MHP ile AKP arasındaki oy transferleri belirleyecek. Ancak MHP fırsat bu fırsat deyip mevcutlardan harcama yaparsa bu çok kötü olur. MHP 7 Haziran’da yapmadığı ittifakları inşallah bu seçimlerde yapar. BBP, DP, Yurt Partisi, BTP vs. gibi partilerle ittifak yapan, listesini de iyi isimlendiren, güzel bir programla halkın karşısına çıkan bir MHP daha çok yukarılara niye çıkmasın ki? İş tamamen Bahçeli ve ekibine kalıyor. Lütfen Sinan Ogan vakaları olmasın. Sonucu Iğdır’da gördük. Aksi takdirde bu vebalin altından kalkılmaz.
HDP’ye gelince Kürtleri istismar eden bu partinin 80 “Milletvekili”nin ezici çoğunluğu Kürt dahi değil. Terörle arasına mesafe koymayan, Cizre’den önce Kandil’e yürümesi gereken bu oluşum hatalarından dönmediği sürece asla “Türkiye Partisi” olamaz. Kandan beslenen mafya örgütünün siyasi uzantısının içerisinde ne dolaplar dönüyor, bir bilseniz. Öncelikle de Müslüman Kürt kardeşlerim. Adamların çoğu ne Müslüman, ne de Kürt. Ha Kürt görünümlü ama Kürt değil, Müslüman görünümlü ama Müslüman değil. “Büyük Ermenistan ve Büyük İsrail”in emrinde. Hem de cansiperane. Lütfen var mı dahası?
1 Kasım seçimlerinde aday belirlemelerinin hepsi liderin iki dudağının arasında. Erken seçim olduğu için de fırsat tam ele geçmiş durumda. Yine de hayırlısı olsun diyoruz.